0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1016
Okunma
KIRIK ÇIRPINIŞLAR
Buruk bir akşamüstü
Sırılsıklam bir ankaydı
Sevdaya açılan pencereme konan.
Kirpiklerinde yağmur
Kanatlarında kimsesiz topraklardan çaldığı ıssız çöl...
Alem-i rüyadan sakınırcasına
Alev topu bir ateş yuvarladı avuçlarıma usulca.
Ellerim kor
Kalbim zangır zangır
Bedenim unufak
Ve yüzümde kızılca kıyamet...
Görmesin diye
Kaldırmak isterken utancımı devrilen boynumdan
Parmaklarıma yıktı o yılgın yüreciğini
Henüz hiçbir şeye anlam paylaştırmadan.
Minicik dudaklarında donakalan feverânı
Sabır katıp yoğurduğu acılarla
Ruhuma damlattı an be an.
Eridi can-ı fedâ
Dilime döküldü
Tüm boşluklardan sıyrılmış koskoca bir dünya.
Demek buydu, başkadır dedikleri:
Semâdan yüze süzülen "Anka"
"Şahmeran" vurgunu ölüm
Ve "kimyası" simyalanmış bir bed/dua...
Münzevi bir neşeyle süsleyip tâkatsiz tebessümünü
Ansızın yerleştirdi o mayın duyguyu
Beynimin en derinine.
T/uzağa ne hâcet
Başucumda ecel...
Bir kıvılcım yeter
Felç inmiş soluğumu
Tek darbede biçmeye.
Ve o an
İşte o an...
Bir narin kelebekti
Çıldırasıya hayata uçmak isterken vurulan
İçimdeki kabristana düşmüş
Yeri göğü sessizce kana bulayan...
Ne kadar ağır olsa da
Taze bir ceset doğmuştu işte
Devâsız kısır yalnızlığıma.
Kurumuş bahçeciklerde terk etmeye
Râzı olmayınca müşfik insafım
Kendi katlıgâhımda defnetme çaresizliğini
Sırtlamıştım en sonunda.
Bilmezdim...
Terk-i beden eylediğini sandığım
Bu kör ceninin
Filiz filiz hasretler yudumlayıp
Çalıp ömrümü ömrümden
Başak başak yalnızlıklar büyüttüğünü
En ulaşılmaz koylarımda
Yıllarca susuz bırakıp
Her yeni gün
Taze isyanlar çıkaracağını umarsız başkaldırışlarıyla.
Ne hazin...!
Sırtımda ceset
Boynumda ağır bir bed/duayla
Çileler boyu
Savruldum bir hayata bir de kendi ölümcül sağırlığıma.
Bilmediler ki sözümü
Tanımadılar yüzümü
Bir kez olsun tutup ellerinden
Anlamak dâhi istemediler bu dağılmış özümü.
Evet...
Yine kimsesiz
Yine çelimsiz
Bir sonraki durak
Gidebilir miyim?...
Bilmiyorum...
Sezgin Karadağ
5.0
100% (2)