16
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
2480
Okunma

nergis kokusu sardı istanbul’u
eminönünden pier loti’ye
sen gelince
kalbim içre dövüldü sıyrıldı kınından
asur şiirleri döktüm bulutlara sımsıcak
geçtiğin yollarda ki erguvan ağaçlarına
yağmurlar varya cananım!
imgelerle yağacak
ilk yaktığın ateşin külleri tüttü
yosun kaplı yüreğim de
içime saldığın gözlerinin önünde
mum gibi eridi yaşamak olgusu
mavileri suretine yakıştırdım
adın kalemimin ucunda ki tek hece
ve o hece varya cananım!
damarlarımdan boşalacak
eski zaman şiirlerini örttü karanlık
ilk yaktığın ateşle aydınlandı İstanbul
değişti haritam bir günlüğüne
pusula gönder bana yüreğini yani
yolunda kayboldum
minârelerin gölgesinde
yorgun taşları arıyor ayaklarım
dizlerim bükülüyor cananım!
feri kesilecek
sunağında biriken söz eskisi incilerini
mahşerin köpüklerini gönder bana
anlatacak çok masal çok şiir kalmadı
uzun bir gece çiziyorum İstanbul’a
seni bir kere daha bekliyorum
ceplerim de biriken bir dolu dünya şiir’le
yani etimle ve ruhumla
İstanbul’a