“Yıkılır mı?” Diyerek geçip durma şüpheden Güçlenerek çıkıyor girdiği her cepheden!
Çözenlere aşk olsun harcındaki büyüyü Ruhunu kim üflemiş? Bu ne güçlü hamiyet! Belki biraz açıklar akıl almaz rüyayı; Milletin ülküsünde taçlanan hâkimiyet.
Temele inen görür; çarkını kimler kurmuş Esaret kâbusunu hangi inanç savurmuş. Sade, hasmına değil zamana mühür vurmuş Yoldaşı yoldaş yapan vahdeti samimiyet!
Mefkûreyi besledi verilen binlerce can Vaktiyle az çekmedik doğumunda helecan Nasıl anlatılır ki cumhurdaki heyecan? Egemenlik değil mi baki kalan variyet?
Sarsılır mı irâde? Eksilir mi bu sevinç? Çelikten maneviyat; bana miras bu övünç İster sihir de buna istersen gizil bir güç Kalbinde kalbim atar damarında hürriyet.
Şerre pabuç bırakmaz çatsalar sinkaf ile Ne manda ne mollalık; bozamazlar nafile. Ne kadar saldırsalar bil ki dönmez kafile Cumhur yıkılmadıkça yıkılmaz cumhuriyet.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sanki vatanperver şairlerin şiirlerinden bir mozaik, yada renklerinden bir ebru okudum. Ben şahsım olarak bu güne kadar, bu kadar güzel bir cumhuriyet şiiri okumadım. Bundan sonra okurmuyum bilemem, ama pek de sanmıyorum. Üstadım, güçlü kalem. Yürek taşkını tebrikler gönderiyorum size.
hocam şimdi bir mukayese yapalım teokrasi ile cumhuriyet arasında. teokrasi ile yönetildiğimiz dönemlerde devlet esas idi. yani devletin bekası için bazan evlatlar bazan da kardeşler feda edilebiliyordu çünkü aslolan ali olan devletin menfaatleri idi ve o zamanlarda bir hükümdar ile bir gayri müslim davalık oluyor o devrin kadısı devrin padişahına ihtarname gönderiyor mahkeme günü kısasa kısas kararı veriyor ve devrin padişahı" bak a kadı efendi eğer ben padişahım diyerek haksızlık yapsaydın bu kılıcımla başını kesecektim" diyor kadı da" hünkarım sen de ben padişahım diyerek hükmüme rıza göstermeseydin ben de bu hançerimle senin kalbini deşecektim" diyebiliyordu. (FATİH SULTAN MEHMET HANIN bir rum usta ile olan mahkemesidir) bu misalleri çoğaltmak mümkündür fevkalade.
cumhuriyete gelelim. bu devirde ise aslolan devletin bekası değil evladın bekasıdır. misal ali bir zatın burs ile okuyan evladı yıllık kirası 500 bin dolar olan istanbul atatürk hava limanında bir mücevher dükkanı açar(burslu okuyan bir çocuk üstelik te mücevher dükkanı) açabiliyor.
ve ne hikmettir ki o evladımız mücevher dükkanı açtığı dönemlerde memlekette mücevherin ithalat ve ihracat vergisi sıfırlanıyor, yine ali bir zevatın evladı mısır üreticisi olan bir memlekette mısır ithal ediyor ve gene bir geceliğine mısırın ithalat vergisi sıfırlanıyor evladımız namusuyla helal yollardan ticaret yapabiliyor. bu misalleri de çoğaltmamız pekala mümkündür hocam. şimdi soru/YORUM. teokrasi mi demokrasi mi. ben eski teokrasiyi arı/YORUM hocam
elbet yaşanmıştır menfi misallerle doludur iki dönem de. lakin o devrin şartları ile günümüzün şartlarını bir düşünelim. 22 milyon kilometrekare bir toprak ve her türlü teknolojik imkandan mahrumsunuz gene de tüm cihana hükmedebiliyorsunuz bir ferman ile dünyanın önde gelen devletlerini dize getiriyorsunuz kaç çeşit millet kaç çeşit dine mensup insan huzur içerisinde 600 sene devletin bekası sürüyor. bu dönemde 780 bin km kare bir kara parçasına sıkışmışsınız her tür teknolojiye sahipsiniz lakin gene de memlekette hırsızlık uğursuzluk vatana ihanet diz boyu. değerlendirmeler yapılırken her türlü şartı göz önünde bulundurmak ve hakkaniyet sahibi olmak gerekiyor kıymetli hocam ve sizin hakkaniyetinizden zerrece şüphem yoktur selam ve dua ile
Açık yüreklilikle dile getirdiğiniz düşünceleriniz için teşekkür ederim.
Bu örneklerle teokrasi ve demokrasiye bilek güreşi yaptırmak acaba ne derece doğru?
Cumhuriyet döneminde görülen ve verdiğiniz kötü örneklerin benzerleri Osmanlı döneminde hiç yaşanmamış mıdır? Osmanlı döneminde iyi padişahlar ve yöneticiler olduğu gibi; kötü yönetim gösteren padişahlar ve yöneticiler olmamış mıdır?
Teokrasi geçmişimiz; demokrasi geleceğimizdir.
Demokrasi sistem, cumhuriyet ise onun uygulayıcısı rejimdir. Sistem olarak demokrasinin kabul gördüğü ülkelerde (bazı ülkelerde farklı rejimler olsa da) genel olarak Cumhuriyet rejim olarak kabul görür.
Zaman zaman şiirimde belirttiğim;
AĞIRCANLI ADALET
Nasihat devri bitti devir musibet devri! Değil mi ki hak ettik çekeceğiz bu cevri. Düzenin iflasında kimin parmağı varsa Sorunun en başında takınmadık ki tavrı!
İşine geldiğine yıldırım gibi çakan! Gelmediğini ise sümen altı bırakan Ve kendi söküğünü dikemeyen bir terzi Eline kaldı yargı. Ahvâlimiz; afakan.
Adalet gecikirse kaos başrole geçer; Güvensizlik tırpanı öne geleni biçer! Yargılama usûlü Nuh Nebi’den kalmaysa Halkım, haksız elinden daha çok şerbet içer!
Kutsal olan hak hukuk ne kişi ne kurumlar; Bunu düstûr edinsek uzamaz oturumlar! Çok mu zor ülkemizde tesis etmek güveni ? Hüküm icrâ edilse yaşanmaz bu durumlar.
07.01.2011 08.30 – 09.52
sizin dikkat çektiğiniz ve toplum olarak gördüğümüz aksaklıkların, sorunların çözümünü; hakkı ve hukuku üstün kılarak demokraside arayacağız. Bunun yolu da Cumhuriyetten geçiyor.
elbet yaşanmıştır menfi misallerle doludur iki dönem de. lakin o devrin şartları ile günümüzün şartlarını bir düşünelim. 22 milyon kilometrekare bir toprak ve her türlü teknolojik imkandan mahrumsunuz gene de tüm cihana hükmedebiliyorsunuz bir ferman ile dünyanın önde gelen devletlerini dize getiriyorsunuz kaç çeşit millet kaç çeşit dine mensup insan huzur içerisinde 600 sene devletin bekası sürüyor. bu dönemde 780 bin km kare bir kara parçasına sıkışmışsınız her tür teknolojiye sahipsiniz lakin gene de memlekette hırsızlık uğursuzluk vatana ihanet diz boyu. değerlendirmeler yapılırken her türlü şartı göz önünde bulundurmak ve hakkaniyet sahibi olmak gerekiyor kıymetli hocam ve sizin hakkaniyetinizden zerrece şüphem yoktur selam ve dua ile
Açık yüreklilikle dile getirdiğiniz düşünceleriniz için teşekkür ederim.
Bu örneklerle teokrasi ve demokrasiye bilek güreşi yaptırmak acaba ne derece doğru?
Cumhuriyet döneminde görülen ve verdiğiniz kötü örneklerin benzerleri Osmanlı döneminde hiç yaşanmamış mıdır? Osmanlı döneminde iyi padişahlar ve yöneticiler olduğu gibi; kötü yönetim gösteren padişahlar ve yöneticiler olmamış mıdır?
Teokrasi geçmişimiz; demokrasi geleceğimizdir.
Demokrasi sistem, cumhuriyet ise onun uygulayıcısı rejimdir. Sistem olarak demokrasinin kabul gördüğü ülkelerde (bazı ülkelerde farklı rejimler olsa da) genel olarak Cumhuriyet rejim olarak kabul görür.
Zaman zaman şiirimde belirttiğim;
AĞIRCANLI ADALET
Nasihat devri bitti devir musibet devri! Değil mi ki hak ettik çekeceğiz bu cevri. Düzenin iflasında kimin parmağı varsa Sorunun en başında takınmadık ki tavrı!
İşine geldiğine yıldırım gibi çakan! Gelmediğini ise sümen altı bırakan Ve kendi söküğünü dikemeyen bir terzi Eline kaldı yargı. Ahvâlimiz; afakan.
Adalet gecikirse kaos başrole geçer; Güvensizlik tırpanı öne geleni biçer! Yargılama usûlü Nuh Nebi’den kalmaysa Halkım, haksız elinden daha çok şerbet içer!
Kutsal olan hak hukuk ne kişi ne kurumlar; Bunu düstûr edinsek uzamaz oturumlar! Çok mu zor ülkemizde tesis etmek güveni ? Hüküm icrâ edilse yaşanmaz bu durumlar.
07.01.2011 08.30 – 09.52
sizin dikkat çektiğiniz ve toplum olarak gördüğümüz aksaklıkların, sorunların çözümünü; hakkı ve hukuku üstün kılarak demokraside arayacağız. Bunun yolu da Cumhuriyetten geçiyor.
işte ögretmenle ögrenci arasındaki fark bu ögrenciler ögrenmeden başkalaşırken ögretmenler asılı gösteriyor ama asılsızlar asılı görmezden gelerek haklı bir davada olduklarını savunurlar savunurlarda şunu da bilmiyorlar hesap edemiyorlar kurtuluş şavaşında beşyüz bin şehit vardı bunların emegini çiğnetmeyiz tekrar kurtuluş için beşyüzbinlerce şehit ve cinayet gerekebilir vatan için göze de rahatlıkla alınır sevgiler saygılar hocam kardeşin hazani
10 kasım 1938, saat 09:05'den bu yana kim geldiyse iktidara maalesef cumhuriyeti yolundan saptırmaya kalkıştı; şu geldi götürdü, bu geldi bitirdi diye ayırmadan, herkes artık doğruyu çekinmeden haykırmalı, diyerek söze başladım, kıymetli şairim;
Çok nefis; maddi, manevi ve insani bütün özelliklerimizi de harmanlayarak cumhuriyet mefkuremizi şiir diliyle anlatmışsınız ki çok beğendim Salih Bey, usta kaleminiz var olsun.... Selam ve saygılarımla...
Güneri Yıldız tarafından 5/2/2012 12:19:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sarsılır mı irâde? Eksilir mi bu sevinç? Çelikten maneviyat; bana miras bu övünç İster sihir de buna istersen gizil bir güç Kalbinde kalbim atar damarında hürriyet.
Güzeldi anlamlı yüreğinize sağlık kutlarım.Selam ve dua ile.
Sarsılır mı irâde? Eksilir mi bu sevinç? Çelikten maneviyat; bana miras bu övünç İster sihir de buna istersen gizil bir güç Kalbinde kalbim atar damarında hürriyet.
Eski Foça komando okulunda marş olur istense yürekten kutlarım her daim sevgi ve saygılarımla...
Sayın erdemoğlu mükemmel bir anlatımdı. Finaldeki sağlam inanca katılımımı kabul buyurun lütfen. Tebrik ediyor AL üstüne AK şiirinize izninizle bir HİLAL bir YILDIZ koyuyorum. Tebrik ediyor saygılar sunuyorum.
Vatan ve Cumhuriyet sağlam ellerde; her dem olduğu gibi...
Türk Milleti kadar devlet kuran millet yoktur; zira Türkler bağımsızlığına her zaman bağlıdır. Peygamberimiz bile Araplar'ı uyararak "Sakın Türklerle cenge girmeyiniz; çünkü onlar için çok uzun bir hakimiyet vardır" demiştir. Bu kelamın muhtelif varyantları vardır. Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügat-it Türk" adlı eserinde geçer...
Her zaman için ecdadımdan ve milliyetimden iftihar ettim; tabii diğer milletleri küçümsemeden... Her millet saygıya değerdir. Unutmayalım ki Atatürk, İzmir'de ayaklarına serilen Yunan bayrağını kaldırtarak "Bayrak bir milletin namusudur." diyerek örnek ve doğru bir tutum sergilemiştir. Atatürk'ü yücelten daha neler var, neler... Tüm Türk tarihine baktığımız zaman, böyle asil davranışlar görülecektir...
Bu Millet gerçekten başka bir millet... Dünyaya hakim olan bir millet... Peygamberimizin övgüsüne nail olan bir millet... Hepimizin bileceği üzere Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'in Fatih Sultan Mehmet'e olan övgüsü...
Bu kadar büyük ecdadın torunları da muhteşemdir. Bizim tek kusurumuz gücümüzü beğenmemek yabancı hayranlığı olabilir... Biz zor zamanları seviyoruz, sona bırakmayı seviyoruz; ama küllerimizden doğmasını da çok iyi biliyoruz: Ergenekon'da dağı delen biziz... Çanakkale'de tüm dünyayı da mağlup eden biziz... Bilineceği üzere "Hasta adam" dedikler Osmanlı, onlara göre bitmiş, sadece paylaşılmayı bekliyordu ülke... Bu milletin bağımsızlığına düşkünlüğünü, birliğini unutmuşlardı! Balyoz gibi hatırlattı bu millet!
Zor zamanlarda birliğiz her zaman... Uzağa gitmeyelim, bir Van depremi oldu ve tüm ülke seferber oldu! Artık onlar da çok iyi biliyorlar ki bizim birliğimizi bozmak onların en önemli silahıydı. Bu doğrultuda ne yaptılar: Hep ikilik oluşturdular, örnek mi?
Laik ---- Antilaik Kemalist-----Dinci Başı kapalı-----Başı açık Alevi------Sünni . . . .
. ....
Örnekleri çoğaltmak mümkün... Artık bu millet de neyin ne olduğunu biliyor, görüyor...
Efendim, Allah da bu milleti seviyor; çünkü 1. Dünya savaşı sonunda nüfus 13 milyona kadar inmiş ve çoğu kadın... Kadın ve erkek nüfusun dengelenmesi çok ama çok yılların geçmesi gerekiyordu. Ne hikmetse doğan çocuklar hep erkek doğmuştur ve kısa zamanda denge sağlanmıştır. Bu milleti Allah seviyor işte... Çanakkale geçilmediyse yine bu Allah'ın bu millete olan sevgisindendir. Allah bu milleti nasıl sevmesin, İslâma en büyük hizmeti bu millet yapmıştır. Hatırlatırım; Haçlı seferlerini,hatırlatırım Hicaz demiryollarını, hatırlatırım osmanlı'ının evliya sultanlarını...
Atatürk boşuna konuşacak bir değildir: "Ne mutlu Türk'üm diyene" ve yine "Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir." Evet gerçekten de öyle...
Efendim, sayfanızı daha fazla işgal etmeden, saygılarımı sunaraktan ve yürekten gelen incilerinize teşekkür ederekten ayrılıyorum...
Atatürk/ün devletcilik anlayışı/nın yıkımı... Menderes/le başlayıp ,Süleyman Demirel/in eliğle sürdüren Emperyalizim..Turgut Özlla eylemini tamamlamıştır, Nerde Atatürkün kendi elleriyle kurduğu ''KİT''ler...her birisinin yerine bir Emperyalizmin firmaları kol gezmiyor mu ?Molla zihniyetin/e cumhur dediğinizin kapıları ardına kadar atılmamış mı ?...1.Ekenomisi dışa bağımlı yarı sömürge durumunda sokulam,Milli Ekenomik sistem( DEVLET KAPİTALİZMİ )yerini,Libaral bir Ekenomi sisteme terk etmiş mi ?....2.Askeri olarak Emperyalizme karşı mücadele ederek zafer kazanan ordumuz ''NATO''adı altında Emperyalizme bağlanmış,Askeri arac ve gerec dışa bağımlı hale getirilmemiş mi ?...Siyasi olarakŞeylülislamlar,Şeyhler,Mollalar.Şix/lar Atatürkün koltuğunda bağdaş kurmamış mı ?....Allah aşkına hangi M.Kemal, hangi Cumhur/dan bahsediyorsunuz anlamış değilim ben mi ayrı bir dünyadayım yoksaaaaaaa !...şiir/e gelince yazımsal değeri olarak alkışlarım
Kadir haktan TÜRKELI tarafından 4/26/2012 11:29:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Şerre pabuç bırakmaz çatsalar sinkaf ile Ne manda ne mollalık; bozamazlar nafile. Ne kadar saldırsalar bil ki dönmez kafile Cumhur yıkılmadıkça yıkılmaz cumhuriyet.
Albayrağım kadar etkileci Eser. Ne iyi ettin de yazdın... Ölüne Rahmed.
Sâlih Erdem'e, Saygımla Selâm ederim... Damarlarındaki Asîl kan, Atam; Rahmetliden devir, bende de mevcuttur.
Kadir Yeter. Nîsan ayının 25. Gününde, Trabzon, Merkez İlçe'den yazdım.
w.edebiyatdefteri.com/siir/597876/c-u-m-h-u-r-i-y-e-t "C U M H U R İ Y E T “Yıkılır mı?” Diyerek geçip durma şüpheden Güçlenerek çıkıyor girdiği her cepheden!"
Ustam; Sâlih Erdem, mücevherden daha kıymetli; "Cumhûriyet Rozeti" taktı yakama... etkili yorumları okurken şimdi farkettim; sürpriz oldu... çok sevindim.
w.edebiyatdefteri.com/siir/597876/c-u-m-h-u-r-i-y-e-t salih erdem (erdemoğlu) "C U M H U R İ Y E T “Yıkılır mı?” Diyerek geçip durma şüpheden Güçlenerek çıkıyor girdiği her cepheden!"
Ustam; Sâlih Erdem, mücevherden daha kıymetli; "Cumhûriyet Rozeti" taktı yakama... etkili yorumları okurken şimdi farkettim; sürpriz oldu... çok sevindim.
w.edebiyatdefteri.com/siir/597876/c-u-m-h-u-r-i-y-e-t salih erdem (erdemoğlu) "C U M H U R İ Y E T “Yıkılır mı?” Diyerek geçip durma şüpheden Güçlenerek çıkıyor girdiği her cepheden!"
Üstadım Cumhuriyet olgusu Türk'ün genlerinden gelen özgür ruh bu Milletle birleşince cumhuru hürriyeti bağımsız Cumhuriyet meydana getirildi.Ruhunu Milletten alan asla çözülmez çelikten ruhu hiç bir ateşte eritemez esrarı bu olsa gerek duygularını yürek sesini kutladım selam ve dua ile.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.