15
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2397
Okunma
Eskiden
Sevgi vardı saygı vardı dost vardı
Eskiden eskiden çok çok eskiden
Gayrı bu meziyet sonuna erdi
Eskiden eskiden çok çok eskiden
Bir lokma bir hırka ona yeterdi
Babam saman telisine yatardı
Evlat babasının sözün tutardı
Eskiden eskiden çok çok eskiden
Anam tezgahını tel tel yayardı
Şal dokuyup çengo ile boyardı
İnsanlar insanı sevip sayardı
Eskiden eskiden çok çok eskiden
Özeri seninki kuru lakırdı
Nenem tezgahlarda çarşaf dokurdu
Ninniler söylerdi türkü okurdu
Eskiden eskiden çok çok eskiden
Aşık Özeri
1938-2011.Artvin ili’nin,Yusufeli İlçesi’nin, Zor (şimdiki adı Esenyaka) köyünde doğdu. Asıl adı Ahmet Özer’dir. İlkokulu köyünde okudu. İlkokula devam ederken, bir yandan da Kuran ve Arapça okuyup yazmayı öğrendi.
Aşıklık geleneğinin yaygın olduğu bir çevrede, Huzuri, Zuhuri, Fahri, İzhari gibi birçok aşık çıkaran köyde yetişti. Ancak özellikle Aşık Huzuri’den etkilendi. Huzuri öldüğü zaman Aşık Özeri henüz 13 yaşında olmasına karşın hem o zamana dek hem de sonraki yıllarda Huzuri’nin şiiri ve tavrından çok şey öğrendi.
Şiir yazmaya 19 yaşında başladı. Askerden döndükten sonra o döneme dek yazdığı şiirleri basılması için verdiği matbaadan bir daha geri alamadı. Ancak bu şiirler hiçbir zaman basılmadı ve akılda kalanların dışındakiler yitip gitti.
Yaşamı, küçük yaşlardan itibaren gurbette geçti. 1973 yılında Almanya’ya gitti. 3 yıl sonra döndü. 1981 yılında gittiği Libya’da ise 2 yıl kaldı.
Yaşamında Efkari, İzhari, Pervani gibi birçok aşıkla dostluk kurdu. Bazılarıyla karşılaşmalar da yapan Aşık Özeri, Aşık Huzuri’de simgeleşen geleneğin yaşayan son önemli temsilcilerinden biridir.
Başta sevgi ve toplumsal taşlamalar olmak üzere, gezdiği gördüğü ve ilginç bulduğu her konuyu işleyen Aşık Özeri, halk şiirinin tüm türlerinde örnekler vermektedir.
Aşık Özeri köyünde öldü ve orada toprağa verildi.
Aşık Özeri’nin yaşamına ilişkin Cemil Aytekin tarafından yapılan bir araştırma, »Yusufelili Özeri« (1997) ve şiirlerinin bir bölümü ise »Durma Gel« (2008) adlı kitaplarda yayınlandı.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-417-)(-)(-)(
Vatan vardı,sevda vardı,aşk vardı
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Gönüllerde bayrak diye köşk vardı
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Yaşlıya hürmetten söz bölünmezdi
Gereksiz yere de hiç gülünmezdi
Büyük başlamadan lokm’alınmazdı
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Bir selam ile para alır verirdik
Ödünç alıp ihtiyaçlar görürdük
Söz verdiysek sözümüzde dururduk
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Komşu düğünün de ev açılırdı
Yardım etmek için yarışılırdı
Sevgiler kardeşçe bölüşülürdü
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Fırsatın bulsakta hiç çalmadık biz
Düşmanlıkta nedir hiç bimedik biz
Yoksulluk vardı ya mutlu idik biz
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Köşe başlarında öz üstlerinde
Yaşlı dedelerin sohbetlerinde
Gün böyle geçerdi Türk yurtlarında
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Özü birdi, sözü bir di herkesin
Yalan söylenmez di, emirdi kesin
Bu Lüzumsuz size daha ne desin
Eskiden,eskiden,çok, çok eskiden
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (9)