9
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1192
Okunma

filizlendi küskünlük
yol göründü umuda
gönül
kırmızı zarflı mektupların
gazabına uğradı
visale sardı vuslat
şerha şerha yandı hüzün
siyah duman bürüdü
sağı ve solu
karıştı insan
-ezgin-
nağmeyle akseden kuşların
ahengini tatmadık
üst üste alabora
zamanın sayfaları
damla damla taşındı
yıldızlara
kesilince ayaklarımız yerden
tenha yolculuklara
-sulhun-
son beyazını astık
her fasıl çağrılara uçurun
beyaz güvercinleri
esaret sarmadan
vuslat gecesini
devrilsin
mor bulutlar bir bir
ahlanalım yıllar yılı
misilsiz armağan soluk
uzlet hududun diğer yakası
karışır tan sesi ağıtlara
sarmaşık hayallere sarınır
mühlet dolunca
biz dünya sürgünüyüz
kırgın hep düşler
herkes günahsız da
nedir alnımızda ki izler!
ezgiler
ses verin
dağılır sislerimiz
susuzuz kor dudaklar
ateşe sinemizi bandık
varsın hazar’a aksın
dicleye aksın
geçtiğinde dağlardan
sır çizgiler kervan kervan
toz bulutu çöllerinde
yol sarpa sarsın
şahin bakışlı kapı kullarına
köpüren devletlere
ölüm korkusu sinmiş içre
an be an titremekte gölgeleri
felaket sağanağına tutuldu
yol sarpa sardı
kayıtsız feryat figan
doldurdu sır kadehini
bütün emellerinizi içtiniz
vefa savaşında
yenik düştünüz
kalp tarumar
ey yolcular!
aldatıcı umutlarla
işimiz mi var bizim!
günleriniz güz oldu
düştünüz hâra
beyaz güvercin kanadında
durdu geceler
biz aydınlığa göğerdik
yoksul
kutlu
mutlu
elveda son çırpınanlara!
elveda çöllere!
geliyor
güneşi zaptedenler’
’Akın var güneşe akın’
’Güneşi zaptedeceğiz’
’Güneşin zaptı yakın!’ (N.H.Ran)