4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1258
Okunma
/…ya bir gün kül olup savrulursanız rüzgârın estiği yöne/
bir kadın izliyorum, çıkmış denize karşı yüksek kayaların üstüne
yüreğini söküp çıkarıyor kafesinden ve sancıyla açıyor kapaklarını
sonra sağ eline alıp tutuyor baş aşağı, yutkunarak içindeki acıyı.
küller savruluyor rüzgarla, rüzgar gibi gökyüzüne ve denizlere
ve bir de gözlerimin içine ve bütün hücrelerime.
….ben bu kokuyu iyi tanıyorum, kendimden tanıyorum…
hayallerimin yangınından geride kaldı, oradan tanıyorum…
.
/…yanarsa bir gecede yaşam boyu yürüdüğünüz tüm yollar/
aşk ve inanç kitaplarım ve felsefeden dumanlar tütmeye başlar
kütüphanemin labirentleri taş duvar örgüsü, öyle bakar kalırım
ağlarım, sel olur akar gözyaşlarım, ağlayan gözlerimi dağlarım.
kraterlerimden küller fışkırır, doldurur gezegenimin atmosferini
ve birde beynimin içini ve bütün hücrelerimi.
….ben bu kokuyu iyi tanıyorum, kendimden tanıyorum…
inandığım her şeyin üstünde aynı örtü, oradan tanıyorum…
.
/…düşündünüz mü yarın dünyanıza, ne renk açar gökyüzü/
artık Mevlana yok, Yunus yok ve Pir Sultan, de ki onlarda öldü
yeniden doğmuş gibi başlarım şimdi, oyuncaklarımla oynamaya
ama efsane kitabımdaki o zümrüt-ü anka, binyıldır kayıp olmasa.
şimdi ayna üstüne, yarının penceresinden dünkü gölgem düşüyor
ve gözlerim, beynim ve bütün hücrelerim tütmeye başlıyor.
….ben bu adamı iyi tanıyorum, kendimden tanıyorum…
ben bu adamı, içime sinmiş kül kokusundan tanıyorum…
Cevat Çeştepe
5.0
100% (7)