30
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2306
Okunma

-Öksüz kaldı kalemim şiir yazamaz artık
Bugün aydınlık yanımı gelip karaladı gölgem-
Yekten vurdu elini sonuna kadar kaldırıp
Var gücüyle sineme saplarken sözlerini
Ucu bilenmiş kalemin kurşunuydu acı veren
Keşke ile başlayan bir bahar ikindisiydi
Pişmanlığın dayanılmaz anı
Giremedim içine yanıyordu duygular
Basit sayarsa sevgiyi üç beş söze sığdırıp
-Kimi havada uçan; kimi akıldan kaçan-
Her şeyi bir –mış- gibi geçmişte koyanlar
An’dan azade kalıp c/ana aldırmadan
Davranışların hoyratlığında esritirler
Tozutup gidenler asla geriye bakmazlar
Henüz daha çiçek açmadan
Erguvanlardan medet umarken ardından
Beyaz zambaklar sürpriz yapar mı diye beklerim
Gele gele bir yalancı bahar düşer bahtıma
İşte oturduğum kıyıda masmavi sularda
Bembeyaz bir su lalesine takılır gözlerim
Ve bahar nedense bana acıyla gelir
Soğuk soğuk terletir ılık rüzgârlar yüreğimi
Dizlerim titrer, nefesim daralırken
Çiçek tozları bana iyi gelmez
Bahar nezlesi olmuş gibiyim
Belki bahar tutmasıdır bu halim
Yar sıtması diyenler de var
Bugün üç beş dakikalığına gözümü kapattım
Transa geçtim -doğrusu geçmek istedim-
Hayalini kurmak, düşünü görmek üzere
Çiçeklerle dolu kırları
Papatya, lale, sümbül ve sair
Ne kadar çiçek varsa hepsine dokunmak
İstedim istemesine de gündüz kâbusları engelledi
Ben, gerçeğin ta içinde olup
Kendini soyutlayıp hayallere kapılmaktan
Duyduğum iç sızımla bocalarken
Ve bahar, görmeden gelip geçti üzerimden, heyhat
Ve kalemim bugün isyan etti,
Kazan kaldırdı kelimelerim
Üstümü karaladı gölgem
“Dur, artık; sus…”
Dedi bir ses,
“Sanma ki bütün bu yaşananlar”
“Sana mahsus”
Güneri Yıldız (Elazığ, 13.03.2012)
5.0
100% (23)