“Lir akan ırmaklarda yıkandı
Bahara süslenen topraklar…”


Şimdi;
Yalımsız göğün sargı zamanı
Kanatları mimlenen kuşlar
Salkım sacak badirelerde
Kızışan asfalt yollar
Kaç adım ötede
Yazla hasbihal


Aşk;
Bir bahçevanın güle sarhoşluğu
Kalın ve kıllı parmakların hüneri
Papatyaları tellemek duvağından
Ayrıklara bölmek hayatı
İnce kerterek yanakları
Suyu kavuşturmak
Ellerine goncanın


Sevda yüklü derelere
Krizantem enjekte etmektir bahar
Gittiği her durakta koku yaylasın
Telaşlı nilüferler ağlasın inadından
Yeşil kanaviçeden şalları ıslanırken


“Döşünden karıncalansın toprak
Çimlerin okları batarken serine”


Bir yumurta boyasın çocuk
Gökkuşağı deseninden
Biri ateşlesin yüreği
Yüzünü güneşlesin
Sarsın bağrını
Umutla…


Bahar!
Öksüz buluşmaların çığlığı
Çiçeklerin tomurcuk öpüşü
Suyu ısıtan kuşların keyfi
Aşkı kıvılcımlamak
Hiç ummadık
Gönüllerde…


Kaplumbağaların geçit töreni
Küs fidanların barış yemeği
Kaç evlek anıdır düşler
Kaç iklim mutlanır
İnsan yarıları
Baharsız…


Arsız cırcır böceklerinin senfonisi
Mozarttan…