3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1601
Okunma

sabit bir hayatın durgun şehri gibiyim
denizi martılara küs
yosunu kusmak ister gibi
sokakların karanlığı kurşuni soğuklukta
çekiliyor bedenim perde arkası koğuşuna
gece(nin)sireni çalarken
ağzımda ki mızıka susyor
o an ıssız bir drama sergileniyor
kadın ağlar
erkek dolanır bacaklarına
ve final
alkış kıyamet oysa hiç kimse mutlu değil
rum meyhanesinde vuruldum elenaya
keskin kokusu
kalemdar gülüşü oynaştı vücudumla
habersizdi
bilgisiz bakışı iki kere çarptı suretime
şaşkın halim komikti
ne garip ki bu adam kırkında azdı ilk defa
sus aşk
çaktırma
elimde ki
siyah beyaz bir resim
üç adet adıyla süslü buruşuk bir afiş
solgun kent uyan yanıyorum
ben canlı tabut
meşkule verme sakın seslenişi
üfle ruhu henüz ölmedim yaşıyorum
hayali kadın
doldur rakıyı ince belli bardağıma
ah elena
rengin akıyor soyut tualime
ve
fırçam başka bir boyutta salınırken
dilsiz dilim acınıyor tanrıya son kez çıksın karşıma
o köşe başında
nerdesin şafak
hangi körebede kayboldun ebelendin yine
evrim geçiriyor can
oysa kaç soyka geçti yatağın nemli nüfusundan
o başka
o elena sevda(nın)şiiri
bir senedir kırmızı rüyalar süslüyor akşamı
ne şarap kesiyor
akıcılığını
nede damarın kanı
aslında
tek çare kayboluş ironik masalda...
lamour
5.0
100% (8)