9
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1555
Okunma

bak yine dökülüyor yüzümden
ne işim var benim burada salgılar
düşünüyorum
ne içindi onca belkili yetim trans
yelkovan esaretinde tek başına dans
zamanın transparan bekleme odasında
geçmişten g e l e c e ğ e son! bir reverans
kulaklar desen sessiz filmde suflör
dizler sen/den yana tembel
sadece dudaklarım anason yanından hayli bonkör!
dün pazartesiydi zaten diyorum
sen gelmedikçe
salı pazarı kalabalıktır
ertesini kaybetmiştir cuma
bugün pazar yatıyordur
neyine tüm günler yalancı olur!
...
..
.
ama arar bugün, gelir mutlaka
evet, evet biliyorum bu gün son
çirkin kadın makjayı işte
işte inandıramadıkça kendimi kendime
sarılıyor dilim pergellere!
ve sen her gelmedikçe
ısırganlar dolanıyor bileklerime
yoruluyor aklım
susuyor kelimelerin içindeki panzehir
ama yine de pişman olmuyorum, yılmıyorum nedense!
bir tuhaflık var bu işte, bir gariplik
hem ben o anlara son değil, som diyorum artık
ve ondan boyuna
seni getirecek günleri a l t ı n a boğuyor
inat eğimli den-den’lerle dolduruyorum!
çıldırıyorum bazen
bir çırpıda bitemez diyorum
biliyorum sende bir sürü izim var
bir yolu olmalı bu yolsuzluğun
arsız olabilirim
ya da yüksek topuklarla çiğnenen alçak bir kaldırım
ama ben seni
her çarpıntımın katsayısınca enfiyelemiştim içime
oysa ben seni
beni hiç bırakmazsın diye bu kadar seviyorum!
ama işe bak sen şimdi
’ üzerime titreyen tek şey
cep telefonum!’
ToprağınSesi
.
5.0
100% (21)