Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 30

Yorum

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 30

( 3 kişi )

0

Yorum

1

Beğeni

5,0

Puan

1882

Okunma

BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 30

bu kez
Seyit’i askıdan indirdiler
falakaya yatırdılar
ayaklarının altı
patlayıncaya kadar
meşe odunu sopasıyla
vurdular
arada bir durup
kendi aralarında konuşuyorlardı
tok sesli olan
devrem, dedi
ben bu gece sabaha kadar
bu Rus tohumunu öldürmeden
durmayacağım
sabahleyin de bunun leşini
koyduğumun amirin önüne koyacağım
orospu çocuğu
kendi adamları olunca
dayanamıyor
hemen içeri gelip
neşemize limon sıkıyor
yerde yatmakta olan Seyit’in üzerine eğilip
evet, Seyit efendi
ölümün yaklaşıyor
bu gece
seni öldürmeyi düşünüyordum
ama şu anda vazgeçtim
göz altı sürenin dolmasına
daha on yedi gün var
nerden baksan
on gün daha elimizdesin
tatmadığın işkenceleri de
tattıracağım sana
yerinde olsam
konuşurdum
sorulanlara cevap verip
kurtulurdum…

askeri cuntanın
göz altı süresini
otuz güne çıkardığını biliyordu
işkenceci kendisine
henüz on yedi günün var
dediğine göre
on üç gündür buradaydı
babam haber almıştır şimdi, dedi içinden
belki de
birilerini devreye sokmuştur
en azından
kesinlikle bir avukat tutmuştur
yoldaşlarım dudu mu acaba
ablam duyurmuştur onlara da
ya Esma?
güzel gözlü kız nerededir şimdi?
kendi kendisiyle konuşmayı sürdürdü
o böyle hayallere dalmışken
işkencecilerin sorduklarını
konuştuklarını
duymuyordu bile
demek ki, dedi içinden
aşk nasıl güçlü bir duyguymuş ki
ve Esma
gönlüne nasıl taht kurmuştu ki
şu koşullarda bile
işkence altında
onu düşünmekten
alıkoyamıyorum kendimi
onun da istediği
bu değil miydi?
dünya görüşümden dolayı
devrimci oluşumdan
işçiden ve köylüden yana olduğumdan
işkencedeyim
direneceğim
direnmeliyim
partim
örgütüm
ve Esma için
devrimci duruşumu
ve direncimi
ispat etmeliyim

işkencecilerin ikisi
tutup kollarından Seyit’i
ayağa kaldırdılar
yürümesi için zorladılar
ayaklarının altının derisi
sopa darbesinden patlamış kanıyordu
ne kadar istese de Seyit
üzerine basamıyordu
yerden sürükleyerek
başka bir yere götürdüler
ıslak ve tuzlu bir zeminde
döverek
zorla yürüttüler
patlamış kanlı derisiyle
tuzlu yüzeye bastıkça
sanki
binlerce keskin cam parçasına
basıyormuş gibi
sanki
keskin bıçaklar üzerinde
yürüyormuş gibi
ayaklarının acısını
ta yüreğinde duyuyordu
bütün gücü
ve iradesiyle
dayanmaya çalışıyordu
sonra aklına
ince demir çubuk üzerinde uzanan
Hint fakirleri geldi
sonra
çocukken köyde
yaşlılardan duyduğu
ateşler üzerinde yalınayak yürüyen
keramet sahibi
evliyalar
pirler
erenler geldi
demek ki, dedi
burada bir bağışıklık söz konusu
zorlarsam kendimi
ayakta tutarsam irademi
alışırım
tuzlu su işkencesine belki
ama öyle olmadı
daha fazla dayanamadı
ve iki işkencecinin kolları arasında
bayıldı
kendisine geldiğinde
aynı ıslak zemin üzerinde
gözleri bağlı yatıyordu
tüh, tüh, tüh
seni ne hale getirmişler böyle
diyen bir sesi duydu
tanıdı
daha önce kendisine
çok iyi davranan amirdi
amir devam etti
ne dedim hemşehrim ben sana ya
abuk subuk
bir iki yalan uydur
katıldığın
bir iki eylemin adını ver
tanıdığın
bir iki devrimcinin adını söyle
yoksa da uydur birkaç tane
kurtul
rahat et
sen de
ben de
Seyit
yattığı yerden
bitkin bir sesle
ne o işkenceci köpeklerine
ne de
iyi adam rolünü oynayan
senin gibi
sahte bir hemşehrime
verilecek hesabım
edilecek itirafım yok benim
amir
yerde kıvranmış yatan
Seyit’in karın boşluğuna
rast gele tekmeler savurdu
küfürler ederek
tehditler savurarak
konuştu
peki, sen bilirsin orospu çocuğu, dedi
daha ne kadar
dayanabileceğini sanıyorsun
buradan sağ çıkmayı düşünüyorsan
aldanıyorsun
tabi itiraf etmezsen eğer…
itiraf et
anlat bildiklerini
söyle o isimleri
imzala ifadeni
çık git buradan
en kötü ihtimalle
tutuklanıp cezaevine gidersin
ama hiç olmasa orada
arkadaşlarını
ve görüşüne gelecek olan
anneni
baba
akrabalarını görürsün
sen konuşmayıp sustukça
sorulanlara cevap vermedikçe
buradan çıkamazsın
buradan çıkmadıkça da
baban dışarıda
değil üç gün
yüz üç gün de beklese
görüşemezsin, diyerek
Seyit’ öylece bırakıp gitti

Seyit,
yeni bir bilgiye erişmişti
babası buradaydı
gelmişti
ve işkenceci amir
belki de kendisini etkilemek için
böyle uyduruk bir haber vermişti
duygusallığa yer yok, dedi içinden
baban da olsa
dışarıda bekleyen
direnişini sürdüreceksin
ayakta kalıp
bedelini ödeyip
günü geldiğinde
özgürlüğüne kavuşunca
herkesi
istediğin kadar
nasılsa göreceksin

ne kadar daha zaman geçti
kestiremiyordu
iki işkenceci yeniden gelip
Seyit’in kollarına girdi
kelepçelerini çözüp
sürüyerek
alt kattaki hücreye atıp gitti.

DEVAM EDECEK...

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Bir silindir geçti üzerimizden 30 Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bir silindir geçti üzerimizden 30 şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 30 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL