bir


bir göz yanılmasıydı sanırım
hayat durup siz yanıma gelirken
hani renkler birbirine girmişti de
seçememiştim bakışlarınızın tonunu
sahi bana mı geliyordunuz
yağmurdan nasibini almış ıslaklığınızla?



iki



damağımda, tatlıyı fazla kaçırmış olduğum
zamanlardaki gibi bir baygınlık hissi
susamışım da hani sürahide bir damla su kalmamış gibi
ağzımı çeşmeye dayamışım ivedillikle de
şansıma sular da kesikmiş gibi
boğazımdaki yangıya inat bir sigara daha yakıp
gözlerimi tavana diker ve bir küfür sallar gibi sesli
gibi, gibi, gibi...



üç



benzettim mi acaba sizi bir başkasına
ya da hayat durdu sandığımda
başka biri mi vardı ardımda
benim görmediğim, sizin koştuğunuz?




dört




elimde tütün kokusu
gözlerimde hasret buğusu
dilimde hep sezen
’’vay, yine mi keder ama artık yeter’’ diyor.
yeter! diyorum
sezen susuyor, ben söylüyorum
yeter!




beş




yetinemediğim ne varsa üstüme çullanıyor
yetmez! diye
biliyorum diyorum, biliyorum
ama sessiz olun
bizden başkası bilmesin sırrımızı.