3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1931
Okunma

Işıl ışıl otellerle süslü sahillerde
Yüzüyorduk engin denizlerde
Belki de eğleniyorduk delice
Ama akla gelmiyordu;
‘Ne diyecektim’ Azrail ansızın gelince
El-aman Azrail ölüme saat kaç var?
Fırsatım olup ta soramadım ki...
Yürüyorduk kalabalık caddelerde
Belki fink atıyorduk gece kulüplerinde
Halay çekiyorduk düğünlerde
Ya da balay yapıyorduk Fildişin de
El-aman Azrail ölüme saat kaç var?
Fırsatım olup ta soramadım ki...
Aklıma gelmiyordu hangi gün
Hangi hal üzre, saat kaçta..?
Bilmem ki nerede? Ne zaman?
Deprem, sel, değilse de trafik kazasında
Belki de savunmada en ön cephede
El-aman Azrail ölüme saat kaç var?
Fırsatım olup ta soramadım ki.
Vaktini eyleme ziyan n’olur kardeş
Geliyordu kötüye dair her şey aklıma
Ölüm ‘terhiste’ sanıyordum;
Hiç bakmak gelmiyordu arkama
Meğer ölüm unuttuğum tek şeymiş.
El-aman Azrail ölüme saat kaç var?
Fırsatım olup ta soramadım ki...
Burnum bir karış havada yürüyordum
Dünyayı hep toz-pembe görüyordum
Hani yokta değildi güzele karşı tutkum
Ne zaman göz-göze edilse temas
Depreşiyordu içimdeki şeytani heves.
El-aman Azrail ölüme saat kaç var?
Fırsatım olup ta soramadım ki...
Osman NURANİ-11/11/2011
5.0
100% (1)