1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1599
Okunma

bazen sabah erkenden uyanırım
bizim sokağın dibindeki
fırından sıcak ekmek almak için
kuşların sesleri cıvıl cıvıl
sabahın şarkısı gibi kulaklarım da patlar
günüm sabah namazını kılmakla başlar
günüm bereketli ve huzurlu geçsin diye
sıcak ekmeğimi alıp
annemin O enfes kahvaltısına yetişmek için
koşar adımlar la bir çocuk gibi eve koşardım
herkes gibi bende günümün
hergün aynı geçmesini isterim
bir gün sokakta yürürken
üstü yırtık bir dilenci gördüm
elini açmış
allah rızası için bir ekmek parsı
diye söleniyordu
yanına yanaştım
merhaba efendim diye seslendim
zavallı şaşırmış bir şekilde
saol efendim dedi
sonra bir mühdet orda sohpet ettik
gelen geçen bize bakıyor
üstü başı yırtık bir dilenci
yanın da üstü temiz bakımlı bir delikanlı
dikkatleri çekmeyi başarmıştık
ve sordum ona neden dileniyorsun diye
yapıcak bir işim yok
nere baş vurdusam alan yok
yemiş birkere mapusluk damgasını
herkes çekinir olmuş iş vermekten
yerinden kaldırdım ve
çalışa bileceği bir iş
evine getire bileceği bir ekmek parası
helalinden kazanmaya başladı
bilirim biraz hikaye gibi oldu şiirim
sizlerede hak veririm
gönlüm isterki her dilenciyi
sokaktan topluma kazandırayım
ben buna yettim
şuda varki bende
eski bir, üstü yırtık dilenciyim
şu fani dünyada
zengili verende allah
fakirliği verende
maksat zengin yada fakir olmak deil bu dünyada
allahın vermiş oldu iki şeyi
varlığı ve yokluğu
göre bilmek
bugün bakıyorum da
zengin fakire vermek yerine
kattığı harama daha fazla haram katıyor
fakir ne yapsın
üç kuruşa çalışsın
adalet bunun neresinde
yazan : samet karaoğlu
5.0
100% (1)