15
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2256
Okunma

Rüzgar üşüyor saçlarımda
yorgunum takvimlerine isyan düştü
ölü gözyaşlarımın
cenazesini kaldırıyor kirpiklerim
damla damla bir mezar kazılıyor
toprağa düşen gözyaşlarım
soğuk bir son durak taşının
dibinde diz çöküyor umutlarım
son nefesin dizlerine dayıyorum başımı
sarardı ömür defterim yaprakları nem aldı
ömrüme atılan yaş çentiklerini silebilsem
yeniden çiçeklense hayat ağacım
umursamaz bir çocuk olsam
yaralansa kör ebe oynarken dizim
ağlasam salya sümük yuvarlansam
Geçen çocukluğuma oturup yanmak yerine
zıvanadan çıksam
patlamasa gökyüzünde salınan nazlı mavi balonum
koşmasaydım gönül yaralarımın peşinden
sığınsam kirlenmemiş umudun eteklerine
dudaklarımda sakladığım tek gülüşü
satmasaydım yok pahasına eskiciye
Kirlettiler çocuk yüreğimi
ve sonra büyüdüm acının rengine boyadılar
masumluğumun gelinliğini soydular
ellerimdeki kirleri temizlemek istedikçe
bulaşıyor her yerime
artık tövbeye bile yeltenmiyorum
biliyorum günahlarım kadar suçluyum
Bozuluyor dargınlığım şeytanla
kefaretini istiyor seneler
gün artıkları dolduruyor yüzümdeki çukurları
gün bitti ömür gidiyor
kadehlerine şerefe derken
son bir çılgınlık yapsam
kağıt bir uçağa yüklesem geçmiş acıları
bıraksam gökyüzüne hafifler miyim acaba
kalp atışlarımı durdursa zaman
bir kez daha
hayatın bel kemiğini kırsam
ve hayata yeniden doğsam
İLK VE SON KEZ KUBİLAY MERT BEYİN CESARET VERMESİ İLE YAPTIĞIM BİR SESLENDİRME İDİ TÜM ARKADAŞLARIN AFFINA SIĞINIYORUM
5.0
100% (25)