Ellerimde yanıp, erirken titrediğim,
Çaresizce tükenişini seyrettiğim,
Sana dokunamadan, göremeden seni.
Bir mum gibi sönüverdi hayallerim.

Yalnızca dokunarak mı yaşanırmış aşklar..
Sana dokunmadan da okşanırmış ellerin.
Gözlerimde buhur buhur o efsûnlu bakışlar.
Nasıl güler ışık ışık gözlerime hayalin.

Nice güneşler doğdu, battı gözlerinin üstüne.
Nice aylar tavaf etti, hayalinin ekseninde.
Sel gibi kaptı götürdü zaman, seni ellerimden.
Karayeller esiyor şimdi gözbebeklerimde.

Unutmak bir mumun ömrü kadarcık,
Eriyişimse bir mum kadar kısacık.
Kaç mum yakmalı ki, hayalini çağıran
Ya da kaç mum eritmeli, seni unutturan.

İçimdeki volkanın, nasıl söndürmeli yanışını.
Nasıl susturmalı kalbimin sana uyanışını.
Sen gittin gideli hüznün bana arkadaş.
Sus artık ey gönlüm özlem sahiline yanaş.

Gelincik tarlalarıydı koca arz göz göze seninle,
Kelebekler gibi sevdalı kanatlar çırpardık el ele
Ne yazık bir güncükmüş ömürleri, kelebeklerin
Bir yudumcuk sevda kadarmış al gelinciklerin

Ayrılık rüzgarıydı savurdu, aldı seni benden,
Feri soldu gözlerimde efsûnlu gözlerinin.
Sensizlik kokuyor buram buram, gecemin karanlığı.
Sen ki baharın getirdiği yemyeşil umutlarım
Hazanın savurduğu özlemlerimin ayrılığı...
(Sevim’in kırık incileri :)