durur mu kapı arkasında
tüten bacanın dumanınla
ardıç isi katran gibi kokar
eleminden sıyırır acısını
kan olur burnunuzda
içini bayar gördüğün pıhtı

bölük pörçük anıların
çocuk yanıyla sırıtarak
yarım yamalak belleğinde
sekerek koşuştuğun
kanat çırpmalarında coşardın
korkuları anlatılınca koşardın

küllüklerde eşinirmişler
kimsesizliğine yanar
arkadaşların da olsa
tetiklerdi içinizde kabartılara
kim kaldı o oyunculardan
darmadağınık bölünerek

kimisi ömrünü tüketti
kimisi torun torba ardında
çocukların parçalanmışlığın derdi
acımaz dersen yalan olur
dilini ısırdığın olur
arada bir dudağını

güneşi tutar bulutlar çoğu kez
ayaz keserken anakarada giz
erzurumda ardahanda
ya da bir handa kalan kişi
aç açık kimsesizler gelir aklına
soluğunu ensende duyar gibisin

var mı acaba yangınında donan
ya da bir çıtla çatlayan tohumda
başını uzatır mı kardelenlerle
yarım kalmış sevilerden
yinelenen olur mu sil baştan
bir türkü sıcağında hoyrat gönüller

taşlı tarlada çiziktiren köten
neden yan çizmesin
üveyiklerin ya da
kırlangıçlarla çoğalan çığlıkta
bir nehir kalınlığında doğrulur
gürlüğünde sine kalırın

gecen nasıl geçer sorma
sözün düşmez ağzından
acımaz derse yalan olur
dilini ısırdığın olur
arada bir dudağını
arada bir dudağını