8
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1987
Okunma

ben bu şehri hiç sevmedim
sevemedim gitti çoktandır
yitirdiğim onca düşü kendi ellerimle gömdüm toprağına
kupkuru toprak cesetlerimi sakladı
sakladı ayaz geceler bir gelinin ilk dudak ısırmasını
ne kışını ne yazını
ne de anlamsız gelen baharlarını
sevmedim gitti bu şehrin geniş yollarını
işportacısı olmayan kaldırımlarını
uçurtması tellere takılmamış sokaklarını
sesler duymak istedim, sesler
bir delinin peşine takılmış süpürgeler
istedim her defasında bankına oturup deniz seyretmeyi
istedim tren garında vuslatlara uyku tutmayı
ve geceleri demlediğim çayları
gülen bir gözle içebilmeyi
olmadı
düşler antik bir destan kalıverdi sayfalar arasında
taşları yıkık, yamaları vardı gözyaşlarından her güne ait
isyan perdeleri aralanıyordu sınırsız
göz ucuyla uyuz yalnızlığa saplanan hınzır uğultu
delik deşik edip bırakıyordu taksi duraklarında
taksiler pahalıydı, takcisiler bir de aksi
otobüs şoförleri ise dünden asabi
tıkılırdı insanlar ahıra girecek koyunlar gibi
hiç de isyan etmiyordu, hiç de konuşmuyordu herkes
suskun ve bir o kadar da yalnızlığa aşinaydı her nefes
yapamadım
nice aylar geçti tek başına koskoca evlerde
duvarlar geliverdi üzerime, duvarlar yıkıldı rüyalarımda
terk edilmek istendi, hep terk edilmek bu şehir
bıraksam bir türlüydü elini
atıversem bir başka
kadere mi yazılmıştı böylesi
ne çok derdi vardı
ne çok elemi
beni mi sevmedi bu şehir
yoksa herkese mi böylesine uzak duruyordu
teni bir başkaydı
dokunamıyordum
hayır, hayır dokunmak hataydı yağmurlarına
kar yağınca, sokaklarında gezmek başka bir hata
sırt ağrılarında bitmeyen yollar
ve yıldızlarla sır tutmayı öğrendiğim alacakaranlıklar
ayrılamaya yüz tutulu ameliyatlarında urları sindirirken yüreğime
iltihapları boşaltan kuruntularım korkuttu gelecek günlerimi
bilmek istedim
daha bir başka bilmek
sevmek zor muydu bu kadar bir şehri
bir şehri
martısız sevmek bu kadar zor muydu
balıksız, denizsiz, limansız, sahilsiz...
sevebilmek hani birazcık!
5.0
100% (13)