Yaktık, yıktık her şeyi bozulmadık ne kaldı,
Ebeveyni öldürdük, hormon yükledik dağa.
Tüp bebek buluşuyla haneler çocuk doldu,
Kopya koyunlar ile damga vurduk bu çağa.

Eskiden “has yağ” vardı kim bilirdi “Sana” yı,
Şimdi yediğimiz yağ bildiğimiz grestir.
Şişme balon yaptılar bizim kutsal “Ana”yı,
Evlilikler sadece günü birlik hevestir.

Canım, cicim çoğaldı, sevdalar yavan şimdi,
Klavyenin başında sahtekârlar türedi.
Çetleşiriz gün boyu ihanet tavan şimdi,
Otel odalarında ne veletler üredi.

Baba huzur evinde, analar gözü yaşlı,
Ne selam yollayan var ne adını anan var.
Bir nesil yükseliyor sormayın yedi başlı,
O nesil ki doğmadan atayı evden kovar.

Sadakat eski masal , güven ayakaltında,
İzdivaçlar çoğaldı televizyon içinde.
Melekler uçar oldu memleketin sathında,
Bocalarım her daim artık “nasıl” “niçin” de.

Ananeler, değerler şimdilerde hükümsüz,
Kadınımız balkonda, kızlarımız sergide.
Vatan borcu kalmadı, yükümlüler yükümsüz,
Anadan üryan nesil kuşe kağıt dergide.

Her masanın başında dokuz takla atılır,
Yükselmek beis değil ayak ucu üstünde.
Amiri tavlayınca sırt üstüne yatılır,
Ebediyet yer buldu riyakârlık büstünde.

Şimdilerde pek moda iki katlı konaklar,
Komşumuzun hurdası gözümüzde “Limuzin”
Kız tavlama peşinde bizim koca bunaklar,
Atılan adımların sonu hüsran ve hazin.

Ebeler vitrinlerde, dedeler kiralıktır,
Günlüğü kırk liraya sevip okşanır çocuk.
Mutluluklar, sevinçler yazılık, turalıktır,
En muteber taam da, şimdi yoğurtlu cacık.

Ben azını söyledim, siz çoğunu anlayın!
Böyle giderse eğer sonumuz hazan bizim.
Sakalım yoktur ama şu sözümü dinleyin,
Aksi halde başımız kaynayan kazan bizim.

11.01.2012 Kütahya





Dost kalemlerden;

DOĞRULAR YANLIŞ ŞİMDİ, YANLIŞSA DOĞRU OLDU
YANLIŞTAN KORU BİZİ, SEN ESİRGE YARABBİ
HER YER İNSAN SIFATLI, Bİ DÜNYA MAYMUN DOLDU
SAKINDIR ŞERLERİNDEN, UZAK EYLE YARABBİ..............HÜSNÜ ÖNDER