3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1495
Okunma

Vahyin Penceresi Programı var. Hilal Televizyonunda her cuma günü yayınlanıyor. Geçen Hafta konu Mehmet Akif Ersoy’un hayatı idi. Programın son bölümünde bir katılımcı şahit ve şehitlik konusunda soru sordu. Çok güzel bir cevap verdi Mustafa İslamoğlu.
Gerçekten bizim şehitlik kavramı içine sıkıştırdığımız ölürsen şehitsin ifadesini tersdüz etti. Yani asıl olan hayatı en güzel şekilde yaşamak hayatınla Allah’ın esmasına, Allah Rabliğine, Rahman ismine yani doksan dokuz esmanın anlattığı Allah’a şahit olmak yaşarken. Şehit olan bir kere şehittir şahit olan her an şahittir.
O programı izlemek için Hilal tv’nin arşiv video bölümünden son kısım D kısmında yanlış olmasın 20 Dakikadan sonra sorulan soruya verilen üçbeş dakikalık bir cevap. Evet geneli de güzel tabii ama benim etkilendiğim şiir diye yazdığım bu yazıya sebep olmuştur.
Ya Rabbim bizleri her anını şahit kılan kulların arasında olma iradesini gösteren şehitlerden kıl.
Evet yeniden bildim.
İnsan bu aleme sahip olmak için değil
Allah’ın Rabbliğine,
Esmasına şahit olmak için geldi.
Prangalar elimizde ayağımızda değil
Kimin malı, sevgisi,
Kimden neyi aldık ki vermiyoruz.
Biz neyin peşinde
Neye mahkum olan insanlardanız.
Dün yeniden dirildim inan.
Neydi desen,
Bu beni benden kurtaran:
Öyle bir şey ki nasıl anlatılır
İçimde kopan koca bir alem
Koca alem büyüdü
Şehit ve şahit ne demek dinlerken
Vahyin Penceresinden.
Evet ne alaka
pranga
Ve şehit/şahit...
İnsan derler ya Allah yolunda ölürse şehit,
Evet doğru doğru ama
Allah yolunda şahit olarak yaşamak
Her anını şehit vermek Rabbe;
İşte asıl olan bu.
Peygamberimiz şehit.
Şahit olmak hayatınla
Her şeyin sahibi, yaratanı
Çekip çevireni
Doksan dokuz esmasıyla bildiğimiz
Allah olduğuna.
İşte prangaları kıran,
Hiçbir şeye
Hiçbir sevgiliye
Yaratılana değil Yaratana bağlılık
Şahitlik.
Hani binbir türlü şehit içat ederler:
Devrim, asker, işçi...
Doğrudur vardır içlerinde gerçekten şahit
Ama diyorum ya kurtulmak için dünyevi olan
Ne varsa bu yere bağlayan
Prangaları kırıp
İbrahim gibi yürümek var Nemrutların ateşine
Şehit bu işte,
İbrahim bırakıp eşini, çocuğunu giderken
Sizleri Rabbime bırakıyorum demek
Hacer valimizin dediği gibi
Allah bize yeter diyebilmek,
Zekeriye Yahya gibi hayatını şahit kılmak,
Hanne gibi Hz Meryem’i adamak Rabbe
Ve demek Rabbim kabul buyur musun
Senin verdiğini Sana veriyorum
Kabul buyur diyebilmek,
Hz Musa gibi Firavun karşısında konuşmak,
İman eden sihirbazlar gibi
Nasılsa öleceğiz dönüş Rabbimize
Sebep sen olsan firavun ne yazar
Biz Rabbimizden bağışlanma diliyoruz sözlerini söylemek,
Hz Asiye gibi Firavunun yaptığından uzağım demek,
Yürümek Hz İsa ve Havarilerle,
Ve Hz Muhammed’in getirdiği
O güzellikler içeren vahye teslim olmak
O vahye hayatını şahit kılmak
İşte özgürlük bu.
Şeytani ve nefsani isteklerini
Dizginleyip
Prangalarını kırdığında insan
Gerçekten şahit olur her an
Her anı şehittir,
Allah’a şahitliği bildiği zaman.
(Ocak 2012 İstanbul)