Bugün merhumun Hakk’a yürüyüşünün yetmişaltıncı yıldönümüdür,
Bu bir bakıma halkın sevgilisinin Hakk’a yürüyüşünün yıldönümüdür,
Ülkesi için yazdığı marşın kabülü karşılığında verilen beşyüz lirayı,
Kabul etmez ama bilinir kışın kara soğuğunda paltosuz dolaştığı...

Akif gerçeği tarihimizin bir geçiş döneminin de simgesidir aslında,
Mısır’a gönüllü sürgüne gitmesi de bir örneğidir kuruluş yıllarında,
Zamandır bu, su misalidir, geçip gider bizler farkında olamasak da,
Her yaradılanın da bir veda zamanı vardır, ömrün meçhul anında....

Akif de hastalandı, o da Hakk’a yürüdü vefat zamanı gelince, gitti,
Cenazesini öğrenciler kaldırdı, milli marş olarak okunurken de şiiri,
Aradan iki sene geçti, mezarı duruyordu gömüldüğü zamanki gibi,
Mezarının yapılması konusunu da yine dönemin öğrencileri üstlendi...

Bu konular böyledir işte, bir resmi düzen vardır bir de gerçeğimiz,
Bunların karşılaşması zordur, hayatımız da zordur, göreceklerimiz,
Gösterdiğimizin tekrarıdır, ders günlük hayatta yaşadıklarımızdır,
Felsefe de bütün bunların sonraki nesle doğru bir dilde anlatılmasıdır...