5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1677
Okunma

Güneşin yaktığı o toroslar
Geçti gözlerimin önünden
Öyle bir leylim uykusunda ki tüm canlar
Zifiri geceme mehtaptı elvan kokusu…
Ve sen kadın;
Mor gecelerimiz düştü bak
Şimdi senli hayalime…
Ahh…!
Hislerimin doruğunda saklanan o aşk pazarında
Bir köpük yumuşaklığında teninin
Engin derinliklerinde alazlanıyor şimdi duygularım.
Her bakışında çocuklaşan masum sevinçlerime
Sarıp sarmaladığım
Ruhumun yorganını örtüyorum üzerine
En şehla gecelere soyunuyor
Bedenim…
Sen kadın…!
Baygın gözlerinde resmedilmiş
Başka bir cennet arıyorum şimdi
Tarif edemediğim.
Bir korku ile uyanıyor tüm hezeyanlarım
Her yerim yanıyor
Mutlu biten masallar gibi.
İyiye yormak istediğimin bu öykümün
Zamansız ve amansız anlatılmaz
Kelimelerinin özlemisin be Kadınnn.!
Adını bilmediğim devrik mısralarımın
Fiilsiz ve yüklemsiz eksikliğini tamamla, haydi durma.!
Kulaklarıma sinmiş sevda kasidesi gibisin
Damla
Damla…!
Biryanımda mor zakkumlu bahar havası
Diğer yanımda şah damarı titreten
Eylül kokulu dev deniz dalgası
Bu divane aymazlığımla
Yeniden Mavi Düşümümü büyütüyorum acaba.
Her tonunun derin çizgiler bıraktığın
Sınır bilmez sevdama
Evla değil ki direnmem.
Arınmaya çalıştığım tüm günahlarımla
Öyle bir düş ki
Yıldızlar fesatlık yapar gökyüzünde
Ay kıskanır
Be kadın…!
Say ki kaderim gönüllü esir
Öpülesi dudaklarında…
Şimdi;
Mazimi diriltiyorum gözlerinde
Sende ölüşümü seyreyle be kadın…!
İbrahim ALTIKULAÇ
“Senin Uğruna”
5.0
100% (4)