11
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
4003
Okunma

karışık aşklar
karışık işler
salyangoz dudağından süzülmüş ilişkiler
bir iblisin peşinde
çıkmayan günahların gerçeğine savruluyorum
boğuluyorum
sıkıntı
ruhumun sığınma evi
Safiye Ayla’dan dinliyorum yalnızlığın sesini
şu lambayı söndürün
ışığı gören geliyor
gören geliyor
bir de kendilerine yusufçuk demezler mi
sırasını savan gidiyor
havada uçuyor boncuktan bir kuş
bu ne yokuş
bu ne yokuş
reklam da asmışlar yolun tam girişine
tepedeki zili çalana
kumdan kale hediye
sicili bozuk
cehennem bandıralı bir gemi
yüklemiş üzerine hüznü çözük gelini
su alıyor
batıyor
en kıymetli yükünü atıyor
melez bir ayrılıktım
sine sine yaşandım bir bar taburesinde
saksafonu zorlarken damarları kabaran adam
şehrin göbeğine düşüyor gelin
gözleri cennet gibi
elleri haram
vay anam babam vay
bu ne kalabalık bir gidiş
bu ne boynu bükük devriliş
pamuk helva gibi dağılırken bulutlar
iskelede suya düşmüş halatlar
sızısını anlatıyor bir keman
duran zaman
giden biz
bırakmadan tek bir iz
körebe oynuyorken kayboluyor sesimiz
Sevgi Dündar/ aralık2011