2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2508
Okunma
Sabahın mahmur saatlerinde
Bir zeytinli poğaça,
Bir de yanmış mı yakılmış mı belli olmayan iki bardak çay
Ama ne çay
İçine katılmışlıklarından içilmiyor
Rengi koyu mu koyu
Yaşanmışlıkların yoğunluğu ile yarış içinde
Ve hüzne bulanmış gibi acı buharlar
Çok geçmeden yok olan buharlar
Geçerken uğramış gibi olan buharlar…
Sanki, hepsi birden o dudaklardan dökülecek kelimelere bakarlar
Peki nereden çıkmış ki böylesi buhranlar?
Hele o poğaça
Olduğu gibi ortada
Sevdi kelimelerin karmaşasındaki yalnızlığını
Kalakaldı orada
Göz kaçıştırmaların en ortasında
Bir o yana bir bu yana baka baka…
Kalakaldı orada.
Bir an ateş olup ortadan sesleri bir çırpıda tutuşturacak gibi,
Kaçak bakışları buluşturacak gibi,
Yeri bulunmayan yap-bozun bir parçası gibi
Aynı takvimlerde, aynı günlerde,
Aynı güneşte,
Aynı gün kızıllığında
Ayrı ayrı yerlerde
Ama aynı hikaye içinde
Ayların karar kıldığı bir günde
iki çay bir de zeytinli poğaça ile
Menfaatsiz bir masa çevresinde
Bir sevda içinde
Belli ki her ikisi de kuşatılmış gibi çepeçevre
Ve o iki kaçak, yine birbirlerinin peşinde
Ayların bile intikamını almayı unuttukları
Bir zaman diliminde
İki çay, bir zeytinli poğaça ile…
Cemile SÖNMEZ
5.0
100% (1)