1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1070
Okunma
BİR HİKAYE BİR DERS.
hava soğuk mevsim kış
üstünde zamana karşı koymada
yıllara meydan okurcasına
yıpranmış da olsa
onu korumakta kararlı bir palto
ayakkabıları eskiden öte
pantolonda yılların izleri
cebinde sadece elli kuruş
simit almaya anca yeterli
simitçi onu anlayan bir tavırla
istersen akşamdan kalanlardan iki tane
istersen tazesinden ne dersin
akşamdan kalanlardan olsun
çünkü iki tane bana anca yeter
çok açtı besbelli simitlerini özenle
üşüyen elleriyle koynuna koydu
ilerledi dalgakırana doğru
oturdu hafif nemli bankın kenarına
etrafına doluştu dostları serçeler
ilk simidini paylaştı onlarla itinayla
denizde dolaşan balıklara takıldı gözü
süzdü onları sevgiyle
yüzdü onlarla adeta usul usul
diğer simidi paylaştı onlarla
yoktu ucunda bir olta onları kandıran
biliyordu balıklar onun içtenliğini
denizde bir cümbüş
baktı ki simitleri tükenmiş
ama mutluydu hem de çok
paylaşmıştı aç da olsa
onu en iyi anlayan dostlarıyla
o mutluluk onu doyurmuştu
ta ki yeni bir elli kuruşu olana kadar
Mehmet Gücüyener.