8
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1183
Okunma
Beni boğmanı bu saatlerde istememiştim ki!
__Ey hüzün gönül mazgalında akıbetin nicedir!
__Ey hüzün hicretin (ölüm) hangi kuşun kanadında
gözlerine oturmuş kızgın bir akrep
uykuya daldığında zehirini kusacak
çelik bakışları süzüyor: Sanki seni boğacak
dudaklarının arasına birikmiş kan
uğultulu bir söz dilinde adım olacak
renklerine salıncak kurup gökkuşağının
seni yar bildim dünya niğmetlerinden
aşkın ateşlere eş yönüm senin dehlizin
kafiye içime düşmedi gökyüzünden ay düştü
mısra mısra yeryüzünde aradım kirpiklerini
heybemde biriktikçe çoğaldı giz
şiirler büyüttüğüm kutsal sığınağıma
istedim mi serpiyorsun avuç avuç aşkını
göverdim sensiz gecelerin mehtabında
karanlıkta serin şarap sundu melekler
yüzlerce aşığın mor umutları
dağıttı aklımı; unutturdu adını
yıkıldı setler viran oldu ben-dim
sıratı küf kapladı yürüyorum üstünde
sözlerim şiirlere döküldü bahtımdan
ruhum bedenime dönermi bir gün!
demir atarmı hüzün ak bahtımın kıyısına
derbeder hevesmiş övgülere sığınan
mahkumum gölgene zincirledim kendimi
avutur ruhumu çığlığın naran
şeffaf rüyâlarla hayalimde çırpınan
sûretinin izidir zamanın sırlı ağında
hızır sabır devşirip yakacak lambasını
dirilişi kim emzirtir; nerede o ses şafak nerede!
süzülür sükuta fani zevkler dipsizleşir bu evren
ömür tek çelmelik yarınlar karanlık
sığmıyor arzular çağlamıyor o nehir
kor aleve uzanmış ellerimiz artık.