10
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1853
Okunma

Yağmurun hafifletici vurgunuyum gözlerinde
Ey Arzın yüklendiği kara bulutlar
Şu iki adımlık yerkürede
Şahitsiniz, kan revan yağmurlarıma
Şemsiyesizim, canıma tak diyen bu aşkta…
Alı alla, moru morla yıkamak zor mu geldi!
Can damarlarını okşayan egolarına…
Ömrünü sığdıramazken toprağıma
Bir naçiz yürektim soldan beslediğim
Vicdanının fütursuz salyalarına…
Tortusuz zaman kırıntısıyım ellerinde
Canımın ağırlığında vişneçürükleri
O Renksiz tortularına belenen de ucube ellerim
Hüznün metrekareye kaç katre düştüğünü de
Parmaklarında hesaplarsın hece hece…
Eski, yamalanmış bir defterim başucunda
Karaladığın sayfalarda soyut imlaların
Buz tutturur ateşten türemiş acılarıma
Feri söndürülmüş bir yakamozum denizinde
Küçük çıplak ayaklarımla…
Kıyıya vurmuş midye kabuklarını savururken
Mürekkebi bitmiş balıkların son sözüne
Tükenmiş kalemden kâğıtlar ilintiliyorum
Dipnot düşecekken takılıyorum ağlara
Ağlaya ağlaya…
Ey denizler şahitsiniz!
Yüreğimde oturan öksüzün sancısı bu
Yetimliği kalû beladan çizilmiş alnına…
Faniyim, kahpelik içine işlemiş şu dünyada
Söze gerek kalmadı, özün yıkımından sonra
İşkillenmiş küfürbaz suratların gayyasından
Kırık aşk plaklarımla başa sarıyorum kendimi
Hiçliğine sığındım ahraz yanlarımın
O bağırsa da “sensiz bu dünyayı sevmiyorum” diye
İlahi kanalın varlığına sonsuz hürmeten
Çekiyorum ölü toprağımı başıma
Ve haykırıyorum adaletsizliğine dünyanın
Sükutla, ey hayat.. Yanlılığınla Hoşça kal
Sustuklarımı da konuştuklarımın kefaretine say…
...zen...
Neşe cömert
07/12/2011
5.0
100% (11)