İkisi de aynı heceyle başlıyor ama onlar kadar masum değiller,
Birincisi öznel yapımızı bozuyor ikincisi de yapılarımızı yıkıyor,
Birincinin gelişi ikincisine yol açmayabiliyor ama tersi mümkün,
Depremle yıkılan dünyamız ruhsal yapılarımızı da harap ediyor…

Sebep sonuç ilişkileriyle bir yerlere gidebilmemiz mümkün değil,
Benzerliklerinden yola çıkarsak gideceğimiz arena da belli değil,
Sadece her ikisinin de olumsuz olduğundan söz edebiliriz burada,
Deprem de depresyon da yıkıcı oluyor hep yaşadığımız dünyada…

Sorular da benzer olabilir: İstanbul depreme hazır mı gerçekten?
Eğer hazırsa öteki hazırlıklarını da gözden geçirdik mi gerçekten?
Belki geçirdik belki de boş verdik ama depremden sonra bekleyen,
Ya temelli yok olmak yahut da depresyondur yine bizi bekleyen…

Demek ki neymiş? Her tür yıkım depresyona yol açıyormuş bizde,
Demek ki neymiş? Deprem problemi her zaman devam ediyor bizde,
İkisinin de üstesinden gelemeyen bireyler olarak onlarla birlikteyiz,
Bundan sonra gelişmişliğimizin ölçüsünü de bunlardan bileceğiz…