5
Yorum
0
Beğeni
4,6
Puan
1553
Okunma

Müezzin çağırırken, müminleri namaza
Süleymâniye mahzun bakıyordu boğaza
Tepeye bağdaş kurup, oturan Mimar Sinân
Süleymâniye sanki taştan mamûr bir insân
Sinânʼın kavuğudur, camiinin kubbesi
Semâdaki bulutlar, bu dâhinin cübbesi
Mimârın göğe kalkan koludur dört minâre
Sanatı serenattır semâda mukim yâre
İstanbulʼu her akşam, seyrediyor mimârım
Gülzârım talan olmuş demiyordur umarım
Üsküdarʼdan bakarken, camiiye uzaktan
Gözyaşım Marmara da akar iki yanaktan
Koca Süleymâniye Mimâr Sinâʼndır resmen
Ona ne kadar da çok benziyor hatta cismen
Elini yanağına, koymuş düşünüyor bak!
Gördü ki hayâlleri hakikatten çok uzak
Hafif esen şu rüzgâr, onun iç çekişidir
Sinânʼım artık yaşlı ve yaslı bir kişidir
Üsküdârʼdan her akşam baktıkça heybetine
Şâhidim şehirdeki, hüzünlü gurbetine
Fâhişe kadınların, arasında bir Meryem
Gibi kalmış âdetâ nûrlu Süleymâniyeʼm
Soner ÇAĞATAY (18:32) 17 Kasım 2011 / Wuppertal / Almanya
Not : Fotograf Mehmet Çetin
Not: Bu şiirim, Süleymaniye Camiine ve ustası Mimar Sinanʼa ithafımdır.
Koca Süleymâniye Mimâr Sinâʼndır resmen
Ona ne kadar da çok benziyor hatta cismen
Süleymaniye bakınca Mimar Mimar Sinan’ı görürüm.
Not: Gülzâr (gül bahçesi), burada İstanbul.
Not : Fotograf Mehmet Çetin
Not: Emekleri için Gam_Selime candan teşekkürler.
5.0
89% (8)
1.0
11% (1)