kaç yüzlü sanki hayat
bir yüzü güneş gibi ay gibi
bir yüzü gecelerce karanlık
bir yüzüde / umut aşk ve kırgınlık
bir yüzünde made mana dalgınlık
seyiretmek meseledir görünen şu hayatı


ya hu bu aşk
kaç yapraklı bir kitap
kaç sayfadır ki bu aşk
ne başından okunur
ne sonunda dır durak


bütün yağmurlar onun için
bütün çiçekler gökte yıldızlar ona
tarık doğar / zühre doğar / bütün yalnızlıklara


bir gün


ve toprak harmanlanacak
yer gök karışmış olacak
mutlaka son bulacak
örtüler hep kalkaçak
kalmayacak bir alacak
herkes orada toplanacak
evveli sonu ellerinde tutunacak
sonra / ya ateşte kaybolacak / ya da ebedi yaşayacak
mahşer tanınacak


sıkı dur şimdi
asil bir aileden geliyorsun
biliyorsun


çuvalladı bu günlerde çare sanıların
aydınlıkta bile gözlerini kapatıyorsun
biliyorsun sen de / ya bu gün son / ya da bundan sonra yarın


boş vermişliğinden hesaba çekilecek zümre
aldırışsız aldırmalarla dolu cümle
kıvranıyor dünya geçmişten atıl ilimle
kalp tastiği olmalı ikrar olmalı dilinle


sana göre en geniş zamanlarında düşün
gelişin olduğundan daha farklı dönüşün
bir düşün / ardından kendini heba edişin
sonu hüsran olacak / vakit var / dön bu gidişin


hangi besmelesiz / hangi şükürsüz sofralarda doyarki nefsin
at aklındaki günahı sıkıntılarından hakka katıl
bir kelebeğe dönüşüyor görmüyormusun ağaçlardaki tırtıl
yırtıl günah kabuğundan sende ebedi sonsuzluğa / kurtul.