1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1508
Okunma

‘’’Evet, ben o eski günlerimdeki rüzgârları özlüyorum
Tenime değdikçe yaşadığımı hissettiğim o fırtınaları…
Korkarak pencerenin ardına gizlendiğim o karanlığı
Belkide kendimden bu kadar kaçmamı sağlayan o aşklara…
(oysaki ben her yalnızlığımda düşerdim pencerelerden)
—bir rüzgâr-ki çalıyor kendimden de beni çok uzaklara…
“kendime yakınlaştıkça hayallerimden de uzaklaşıyorum…”
Haaah işte
Azizim bi hakk’ın
Doğru yoldasın
gerçeğe yeterince yaklaştığında
masivanın tümden bir hayal olduğunu göreceksin.........
ve yeterince şaşkınım o halde varım diyeceksin
varım da...........
hangi ben gerçek ben’im ?.
Biraz toparlar gibi olduğunda
aklını
delirmekten yeterince korktuğunda
bütün benliğinle
şaşkınlığını geri isteyeceksin.......
kimden mi........
rabbinden/kendinden tabii...
an içinde verilecek /vereceksin..
hayretine rağmen
kesinkes
ölmenin imkansızsızlığını görecek,
yeniden yalvaracaksın.........
hiç olmazsa uyuyayım ya rabb.
Ya medet ya muin ya vahhab
ister istemez
uyuyacaksın .
uyur uyumaz
zaten uykuda olduğunu
farkedeceksin.
’la havle vela kuvvete illa billahül aliyyül azim;’
de
diyecek
babanın öldüğü andaki vasıflarında
bir melek...........
emrini yerine getirecek;
her de; dediğini diyeceksin .
der demez ..
uzaktan uzağa atılacak.
kendinden kendine geleceksin.
meğer
ne kadarsa gaflet / o kadarmış hayat
bilincine erdiğin an
gerçek bildiğin hayalin
ve ölüm denilen halin
hakikatini keşfedeceksin
üstelik anadan üryansın
sanki biçare sabii sübyansın
ne yazık
hiçbir şeyi değiştiremeyeceksin
artık çok geç
ölmüşsün
ama hiç olmadığın kadar dirisin
her hücren göz göz
hiç olmadığın kadar kemalde bilinç
kara kabirindesin
bembeyaz kefenlisin
dünyada yaşadığın her fiilinden
olur olmaz sarfettiğin sözünden
kendince hesaba çekilecek VE
hakk’ettiğin yere gönderileceksin
Alanya-008
Hacı Ali Bayram