1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1203
Okunma
siyah ve grinin birbirine dolandığı
hani o bildik ve mistik sonbaharın
nefeslerimizi sararak ciğerlerimize dolan
en derin hüzünlerimizi bize yaşatan
sisli ve gri binaların sardığı caddeleri
titrek ışığıyla aydınlatan
donuk ve ışıltısız
hüzünlü sonbahar geceleri
heleki bire birde çok farklı
biraz acı biraz tatlı yaşansada o anı
rüyayla gerçeğin arasında hep iyiliğin yanında
üstümüze çöken hüzünlü havanın tenefüsünde
kalbi acıtan yakan yıkan kaçan
hüzünlü sonbahar geceleri
duygusal sempozyumlara katılan
konferanslarda acıyı anlatan
kalbin görünen tarafı
stabilize yollarda düşe kalka parçalanmış
bir firarinin korkusu ile saklanan öteki yanı
çıkar ortaya hüzünlü sonbahar akşamı
hangi dilde ağlanıyorsa anlasakta anlamasakta
ayrılık vardır orda o anda
sade ben yani sen yada içindeki ben ve sen
hırçın dalgalardan yediği azaptan kararan kayalarda
rüzgar baskın ben şaşkın yağmur ahmak ıslatan
meskun mahallerde hıçkırıklarla ağlayan
ha ben ha sen ha o yada onlar
ne fark eder
hüzünlerin yaşandığı sonbahar gecelerinde
donuk ve ışıltısız
tiz seslerin çoğaldığı boğuk duygulu duygusuz
anlatılan dillenen dinletilen şarkılarda söz söyleyen
aç tok zayıf güçlü takatlı dirayetli
gidişinde gelişinde yolların arasında
garantisi olmayan
ölüm ve yaşam arasındaki
kısa mesafede
ne kadar acılı hüzün varsa
gürültü ile yaşanır yaşatır
hüzünlü sonbahar geceleri
vkeskin