Bu nasıl bir yürümektir be kızım !
O cilveler, o işveler huydandır
Yapay süsler falan sana ne lazım
Sende olan her şey, zaten soydandır

Sırma saçlar ince bele akıyor
Şimşek gözler çakmak çakmak bakıyor
Salınışın ortalığı yakıyor
En çarpıcı güzelliğin boydandır

Sen yürürken sarsılıyor her zemin
Her adımın etkisinden çok emin
Gelmez sonu yarattığın depremin
Artçıları gönlümdeki fay’dandır

Tebessümün çok anlamlı, çok derin
Tatlı huzur saçıyorsun sepserin
Bir yavruyla benzeşiyor her yerin
Kıpır kıpır özelliğin tay’dandır

Besbelli ki, fıkırdıyor hep kanın
Kandan almış ateşini gül tenin
Her yerinde bir asalet var senin
Kaşlarının gösterişi yaydandır

Seni saran bahar yaşar, görmez güz
Yılmaz ölür, o gözleri yavaş süz
Aman tanrım ! o nasıl ten, nasıl yüz
Sanki bütün ışıkları ay’dandır


Şiirimi "Günün Şiiri" olarak değerlendiren seçki kururluna teşekkürler..