7
Yorum
2
Beğeni
4,7
Puan
1435
Okunma
İşte o kelebeğin ırmağı
Akıp dururken göğüne
Menekşe kokuyor yine yatağına yatağına
Dağınık kayalara çarparken
Kanatlarının kırılganlığı
Donup kalıyor o şelale
Büyülü rahminde
Gün batımı yine mi geç kaldı
Sessizliğin hüzün kutlamalarına
Sahi
Başka kim gelecekti
Bir günlük nefese?
Başka kimler ölecekti
Kıyısından doğan tomurcukların yanına
Kim kurtarabilirdi o masalda
Hatırlayamam ki şimdi
Bataklığa saplanmış o yapraksız geceleri
İp gibi gözyaşlarıyla
Bulutu buluta bağlayarak
O güzel ayaklarıyla
O duru kanat kanat dudaklarıyla
Yatağımdan işte akarken o nehir
Yatağım bana ağlarken işte odamın ıslaklığında
Bir buğu bir buğu
Buğu kuşu gibi sızmışlar penceresizliğimden
Kendime diyorum
Bir gören olsun aç perdeyi
Bir gören olsun birinci tekil düşlerimi
bir gören olsun da
iyi sıhhatte olsunlar yalnızlığım
O tablo da işte pastelliğinden aktığında
Yüzüme gözüme gözüme
Ne nazik ne nazik bu duvarlar
Bugün hiç gelmediler üstüme üstüme
Bugün yıkılmadılar sımsıcak umutlarımın üstüne
Ah ne kibarsınız bugün duvarlar
Nasıl da güzel kokuyor sıvanız
Gizli gizli bir iş yaptım ten atölyemde bu gün
Şans verdim içimdeki kötürüm duygulara
Uğur böceği üretme çiftliği kurdum
Yeni yeni yeşeren arazilerde
Telaş yok hepinize yeter
Bu naif duvarlarıma yeter
İncittiğim fotoğraflara yeter
Petek petek kabuslarıma yeter
Bir kelebek gibi vasiyet ederken düşlerimi
Sevdalanamadığım uzuvlarım çıkar mı yeniden
İçimdeki sancı bitkilerinin gölgelerinde dahi
Bildiniz işte
Mışıl mışılım
Kendime bu ağarmalarımda
İşte o kelebeğin ırmağı
Akıp dururken göğüne göğüne…
Diyeceğim o dur ki
işte tüm bu yazılanlar
bir sancı - tutku
ortak yapımıdır...
Oktay Coşar
5.0
93% (14)
1.0
7% (1)