0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
929
Okunma
Yıllar geçiyor arkasında umutlar bırakarak
Nice çiçekler meyveye duruyor yüreklerde
Yükleniyor genç dimağlarda ülkü oluyor
Düşen yapraklar sürüklenip karışır toprağa
Başka çiçeklere can, renk olmaya başlar
Yıllar geçer gençliğin içinde aşklar bırakarak
Zaman nasılda geçer, de unutturmaz dostlukları
Düş olur, anı olur yaşar geceyi gündüze bağlarda
Hasretler unutturamaz geçen yıllar dostlukları
İçten bağlanmışsa, ülküler, dostluklar, sevgiye
Yıllar geçer bedenin üzerinden de sonsuza uzanır
Yol olur gençlik yıllarına giden zaman makinesi olur
Yılar geçer ak düşer düşlere, dökülen saçlara
Yük olmaz onca uzaklık bütün azametine rağmen
Güz rüzgarları uçurur çiğ düşen gül taçlarına acımasız
Yollar ağır şartlarını döker, ayrılıklara omuz verir
Küçük engeller Habibi Neccar olur zamanın geçmişine
Gidişe engel olamaz zaman azametine inat
Yüreklere işlemişse dostluk sarılı sevgiye
Zamana kafa tuta vuslat arzuları besler
Yol olur yol geçer bedenleri üstüne yükleyip
Tutuşturup vuslat isteklerini dostluk bohçasında
Bal arıları gibi her yerden yönelir bir gönüller
Geçmişinde hep beraber yaşar kalpte ülküler
Nidalarını çınlattığı sokaklar, evler caddeler
Götürür yılların geçerken ayırdığı gönüldaşlarım
Kucaklar bir zamanın gençleri olsa da ak saçlı
Anılar canlanır konuşmasa da diller aynı şey
Düşünse de beyinler çok farklı olan düşler
Gözler parlar Ası ’nin kirli sularında,
Vuslat sevinci yıldız olur Antakya semalarında
Kimi sevdalar canlanır gözlere yansır ışık ışık
yenirken eski bir Antakya konağında yemekler
eski ile yeniyi kaynaştırır dost yürekler
Yıllar geçer arkasında sevdalar bırakır yaşanmamış
Yollar geçer içinde hasretler eskiyle harmanlanmış
Eski yaşanmışlıklar canlanır yeni sokaklar eskir anda
Her bina, her cadde, boyanmış şaşalı sokaklar eskir
Yıllar öncesi durumlarına dönüşür yaşlı gönüller
Sevgi, saygı karışırken camekânla çevrili lokanta terası
Yürekten söylenen dost özlemi şiirlerini dinler
Susar çatal, kaşık sesleri saygısından yaşlı sevgilere
Yıllar geçer acımasız izler bırakır yüreklerde
Kimi Karadeniz’den uçup gelmiş, kimi hasta yatağını terk etmiş
Silifke’nin güzelliğini ülküsüyle kenetlemiş yıllara eşlikle
Alıp anılarını dosta vuslat yolunu düşmüş
Kimi İstanbul’un ihtişamını, boğazın ışıltısını bırakı arkada
Yollara düşmüş mecnun leylasına gidercesine
Antakya sokaklarına salmış gerçek benliğini
Takarak gözlerdeki bakışlarına dostluk güzelliğini
Gençlik coşkusu dolmuş yılların emektar yüreklerine
Yürüyüş nizamında giderken Habib Neccar eteklerinde
Tarihe inat ayakta kalmış Kuseyri pasajındaki ocaklarına
Riyasız geçen yılların yüzündeki riyasız lığına inat
Seslenirken tek yürek her biri yaşar gönüllerde ülküler
Dostluk vuslata erdi yıllar geçse de
Yüreklerde biriken hasreti koruyamadan geçer
Başucu kitabı gibi korununca dostluklar
İ. TÜRKMEN