bağışlama gurbetimi; uzağında değildim gözlerinde ki şehrin, bağışlama, adı hasretinle başlayan ne varsa, günahı olmadın sevdamın, keşkeden yana, uykusuz sabahın mevsimi geçti; dünün, şimdilerini voltalıyor vakit, yaşadığım en kıymetli ömürsün yar, üzme sakın aşkı, belki acıtmaz ölüm, helal olsun sana bu yürek; seni sevdiğim kadar...
beni bir tutam karanlık, seni; aşk için kırdığım kalbim ele veren..
dün salıydı, bu gün eylül, kurudu mu saçların; dişi nehri son bahar, gidersen müsait şehrin yolu, yolağı, korkularının gölgesi, adımlarına vuran gece; güneş, düşlerini uykudan, azad edene kadar..
AŞKA ECEL FIRSATI .........SON
karan
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
gecenin KARANlığında acı bir siren sesi irkildim... zaman durdu sanki boğazıma düğümlendi bildiğim tüm kelimeler boşuna çırpınır biçare gönlüm mevsim sonbahar, yüreğimin kıyısına kazıdım aylardan EYLÜL bilirim hayat yalan gerçek olan SEN engel olunmaz ki yolcu yoluna gitmeli arkasına dönmeden uğurlamayı bilmeli bugün pazar, yarın meçhule çıkar...
ne bileyim hüzünlendim birden gözlerim nemlendi, ağladım sanma affetmiceğim seni işte sebebini sorma...
Seni özlediğimde yüzümü dağlara dönerim ben. Sırtımı bir ırmağın akışına yaslarım. Kırgın ikindiler gelir, göğsüme batırır tırnağını bir alıcı kuş. Taşlar susar, taşlardan suskun bir ağrı şakaklarımda. Ben beklerim, gözlerinde saklı şehrin kapılarından bir gün yine yalınayak, perişan girebilmek ümidiyle. Gurbet derim, kandan oyulmuştur her harfi. Sıla derim sonra, adınla başlayan bir hikâyenin vatanına. Uzağım, yaralıyım, yabanım, ne çıkar?Sen bekle beni, gelmesem de...Bütün tebessümlerin altından sen çıkarsın, gözyaşlarımın dünyanın damarlarına karıştığı yerden sen. Gün pılısını pırtısını toplayıp göçer dağların ardına, ben kalırım. Rüyadır, kovsan ayrılmaz kapından sana varmanın umudu. Hayaldir, ellerinin alnıma dokunuşuyla koklayacağım deniz mavisi. Şiirlerini yağmura tutmuş bu adam, ağlayarak bir fotoğrafa yüz sürmenin kaydını mecnun diye tutan geceye kanına bandığı bir çevreyi gösterir. Ayrıyız, ateşim ve ellerim fırtınada. Giderayağım, kanamalıyım, yorgunum, ne çıkar?Bekle beni, gelmesem de...Hiç kimse böylesi bir sevdayı sırtına vurup, yarelenmedi. Hiç kimse, kanadına yokluğunun sancısını nakışlayıp uçurmadı kuşlarını. Hiç kimse, gece başladığında ve ışık kuytulara saklanıp sessizce ağladığında, kalbini ben gibi kucaklamadı. Sevdimse verdiğin yürekle sevdim, bunun için azizdi yüreğim, bunun için senden başkasını alamayacak kadar müstesna. Öldümse verdiğin yürekle öldüm, katlimin salası önce sana ulaştı. Sordular elbet: Nasıl bilirdiniz? Sen seslendin mi, bekleyip de gelmeyenine, ah sen, dedin mi ki: Yakardı!Gittimse, baharın peşi sıra değil, senden ırak mevsimlerin delibozuk çığlıkları peşine takılarak gittim. Bilemedim 'hangi şehre inersem yar beni karşılar'. Simsiyah urganlara asılarak iniyor ruhumun kuyusuna zaman, dağılıyor, ağıt oluyor ayrılıktan yeşermiş kamışlar. Ne hoyrat ne ağır bedeldir beklemek, yine de bekle beni aşkı utandırmamak için, bekle, gelmesem de...Şehre herkes yakışıyor şimdi. İşportacı delikanlılar, tuzu kuru tüccarlar, öğrenciler, dilenciler ve yalancılar. Şehre bir ben yakışmıyorum. Çünkü, sensiz bir şehrin toprağında, ayak izim öksüz duruyor. Sensiz, penceremde gün ışığı mahzun. Sanma ki yolcular sadece baullarını alarak giderler bir şehirden. Giderken bana verdiğin güvercin ürkekliğini götürdüm, yağmur ferahlığını, kardelen cesaretini..Kavuşmaya yüzümüz olsun diye, ağlamadım. Unutmamaya kavlimiz olsun diye, mahzun dokunmadım kirpiklerine. 'Sen ağlama kirpiklerin ıslanır', ağlama, bekle yalnızca, emanetlerini yerli yerine, yani bakışlarını Zühre yıldızının burcuna, sıcaklığını mezarımın başucuna ve aşkını hüzzam bir yağmurun dudağına koymaya ahdetmiş bu adamı bekle, gelmesem de.Can abiciğim her bir mısrada alnının tam ortasında vuruldu sözcükler.kelimelerin mabedi eylülle sarmaş dolaş uzak diyarlara alıp götürür usulca saçlara okşayan rüzgarın sesiyle can-ı gönülden tebrik ederim kalemkar.sevgiyle kal hoş kalın
dün salıydı, bu gün eylül, kurudu mu saçların; dişi nehri son bahar, gidersen müsait şehrin yolu, yolağı, korkularının gölgesi, adımlarına vuran gece; güneş, düşlerini uykudan, azad edene kadar
kalem..güçlü..analtım tadında..emeğine saglık can kardeşimin..kutladım saygımlaaaa
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.