0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
858
Okunma
Genç kızların
bacağından akan
ter kadar
kuşkulu
donuk gözleri vardı.
Yağmurlu ilkbahar günlerini hatırlarım
onu düşününce.
Oluklardan akan su sesini
bir de.
Nevaleyle gelirdi
benden iyi içen
tanıdığım tek kız...
Birayla başlardı herzaman.
Evin her köşesi kırmızı bira kutusuyla
dolardı.
Farklıydı aramızdaki.
İyi sevişirdik
asla sahiplenmeden.
Gecede üç-dört giderdik.
Seviştikten sonra hemen örtünen
kızlardan değildi.
Öylece uzanırdı,
bir ressama poz verir gibi.
Sonra
televizyon karşısında
bir bira daha açar
siyah beyaz bir film bulana kadar
kanalları gezerdi...
Kötü alışkanlıkları yok değildi hani.
Sigarayı yerde söndürürdü mesela.
Uyandığımda (genellikle akşam çünkü sabah olmadan uyumazdık)
ilk iş
yataktaki sigara izmaritlerini toplamaktı.
Mizah dolu beyni vardı,
beni güldüren tanıdığım
tek kızın.
Zamanın beni
içime hapsettiği günlerde
yanımda olması bir şanstı.
Şimdi biryerde
kuşkulu donuk gözleriyle başkasına
bakıyor belkide.
Ve hala genç kızların bacaklarından
ter akıyor…
Eskisi gibi yağmıycak
yağmur,
oluklar
yaprak dolu
ve
su akmak
insan yaşamak üzere
biryerde
hayat devam edicek
seninle ya da
sensiz…