59
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
4560
Okunma
Yuhanna bölüm sekiz
………İsa ise Zeytin dağına gitti. Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O’nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders vermeye başladı. Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, «Rabbî (Öğretmen), bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler.
«Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?»
Bunları İsa’yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.
İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve,
«Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!» dedi.
Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu.
Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi.
İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!»
Bu şiiri paylaşmak istediğinizde yalnızca bu sitedeki adresinden,
hikayesi ile beraber paylaşırsanız sevinirim.
Çünkü şiirin esin kaynağı hikaye bölümünde açıklandı.
Tarihten bir kesit konu alınan şiirin İslamiyet dönemi ile ilgisi yoktur elbette.
Saygılarımla
/On İki Meryem’e, Züleyha’ya, Rabia’ya/
Yüreğinden taşanı söyler diye anılan
Meyvesinden tanınan kötü ağacım elbet
Yeşil yapraklarıyla göğü tutar sanılan
Varlık ile yoklukta minik bağlacım elbet
Kirlenmiş bedenimle haciz görmüş yarınlar
Kentin sokaklarını düşlerim süpürüyor
Kamburuma yeni suç yüklüyorken aydınlar(!)
Tapınak kâhininin senaryosu sürüyor
Beyazı kara yapan Musa’nın soydaşları
Utangaç geçmişimi İsa’ya arz ettiler
’Musa recm emrederdi, şahit sokak taşları
’Senin fetvan ne?’ deyip, kurnazlık belirttiler
Gerçeğe hasret İsa anlıyordu maksadı
’Amaç üzüm yemek mi, yoksa bağcı dövmek mi?’
’Peygamber katledenler!’ kaldı onların adı
Sövmek mi marifettir, yoksa sevip övmek mi?
Bir kez hata yaptım ve hatama köle oldum
Yaşarken kötüleyip beni nefretle anın
İblisin içkisiyle şehvete kale oldum
İçtim yine susadım, meyi bitmez dünyanın
En ziyankâr sözcüğüm huzura çıktı şimdi
Harflerim taş kesilip yüzüme acı katsın
Kusurlu bir kul idim, günah benim işimdi
Hanginiz günahsızsa(!) bana ilk taşı atsın
Göğe kirler içirdim gözümün pınarından
Bulutların karnında damıtıldı gözyaşım
Temiz dala tutundum İsa’nın çınarından
Aklandı tüm köklerim rükû yaptıkça başım
Yoksul desinler bana ötede güleceksem
Yaralı sözcükleri inançla tımarladım
Kötüleyin adımı tevhidle öleceksem
Sizlerin yargısını Allah’a ısmarladım
2011
Müjgân Akyüz/MAJ