4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1322
Okunma

bir uzun şarkı, hep sen olduktan sonra, ’sen’ demek bile kütüphanelerce kitap, zihnimin koltuk altlarında...
gözlerimde sana dair incinmiş bir çetele
aşkın en ıslak yağmuruna tutulmuş gibi
renksiz hayallerinde ölüm kokan aşk
tanıdık saatlerde ruhumda kıvranıyor bestsell kaçışların
kıstırılmış birkaç gözyaşı
hazır karanlıklarım
atıyor nefesin
hissediyorum
kalbine değmeyen kulak zarlarımda paslanmış duyuşlar, nabız kaç?
tedirgin öpüşmelerin
ve aynı eksik cümlelerin
serseri mayınların seyyar satışlarında
acımasız hayat yılgınlığı
eski bir porselen fincanın hatrı kadar
aramızda inliyor ayrı kalışların
bir şilep daha batıyor boğuk sesimde
üşüyoruz uzaktan
yaz gününde kışa ait bir hatıra yaşamanın en kötü taktiği bu belki de!
vefan yutkunuyor mecalsiz hayallerimde
bir tabutun yolcusu sabırların
direniyorum
tarih aynı mermer üzerinde yamalı esriklik
meyve isimleri kadar güzel düşlerin
dilimi ısırıyor fakat yok oluşların
her gül kokusunda bir rüzgarın yanağımı öpüşü
usta bir hasret
sende kalmış
sensiz saatlerim
bozuk saatimde günde iki defa seni çağırmakta
bildiğini bilecek kadar şanslı bildiklerim!
seni sevmek çok zor bir soru
cevap anahtarı hep ahirete bırakılmış
ve ellerin, nefeslerin çok uzak
kartpostalların üzerinde güzel bir kadın resmi
düşünür gibi sen gibi masumluğunu
öylesine yanan yüreğim
kıtalarası şizofrenliğinde kış güneşlerim
tutsaklığım kadar uzaklığın
son üç iki bir
hep aynı şiir
sessizliğim
yokluğuna haykırışlarımdan uzak da bir cevap verebilir misin?
seninle tahtıma geçiyorum her saat başı
kardeşlerimi boğuyorum
hiçbir kadın bozmuyor sendeki yerimi
adın kadar kutsal yanımda hac mevsimi
yalvarışlarım
kanayışlarım
aldanışlarım
belki de hep olabiliritesini arttırmak için
mahirliğinde mahmurluğunun
gözlerine dokunan bir şeytan tüyü kadar olabilmek adına
dualar ettim ellerini açtığın yönde
hangi melek bizim için bir tablo bulacak kaderden?
söz getirmeyelim
sevgilim
mesela ilk başta ayrılıktan
yüzümüzü vurup karanlık çarşaflarımızda
çılgın bir arzunun yaşlarını hüzünlü şarkılardan dinler gibi
katalım yanımıza en sevgili çiçekleri
zamansız olsa da aşkın rengi
dinleyelim
ilk başta birbirimizi
kimse dinlemez, biliyorsun değil mi; dinlemezsek birbirimizi?
kutsal savaşlar gördüm
aşk adına deyip kaçanlar mesela
sonra da güçlü olmak adına attıkları yalanlar
çılgınlıklarında müphem kirlenişler
hüzünlü şarkılar
en az onlar kadar dene şimdi sen de beni
anlatmadan önce
tabancanımızın en sıcak namlusuna yaslayıp
omzumuzu yaslayalım keder de olsa
birbirimize
yaslayacak bir omuz dahi olmadı senden önce, biliyor musun?
uzanıp
tozundan çıkartırken yalnızlığında adımı
isyan etmeden önce taşlamayalım lütfen bir daha
saçlarımızı
yıpratmayalım daha Ekim gelmeden
nice ümitlerle bezenmiş hülyalarımızı
gün; dün, hüzün; bugün, olur mu dersin bir gün vuslata dair düğün?
artık sensizliğe air mühendislikten icazet almışken
lisansüstü bir yalnızlık taşımak adına
aynı yolları yürümeye başlıyorum
artık gezegenler yıldızların kayboluşlarına aşina
beni yalnız seni yüreğini sevemiyorum artık
kesip atıverdiğin tırnaklarına bile muhtacım
bunu lütfen tak her gün
kulağına
.
5.0
100% (8)