3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1287
Okunma
denizi taşlarsın hani
ne taştır savurduğun ne denizin mavisidir hedef
bir sen bilirsin hani
o meskun mahalin tercümesini
bir gaybın iltihakını tutar insan topa
dalgalandıkça öykünüşün safahatı
kaybettiğin sancaktır ihtimal bulandıran
taş gibi durur avuçlarında
salladıkça tükenmeyen
ve o ifriti bol muamma
dökülür ab-ı hayattan
sicili bozuk iki tümce daha
ahh sen olmasan var ya...
ilgi kipidir aslen
görmemezlikten gelmek
geçici körlüğün kalıcı marazı
bir değirmen öğütüdür
un gibi yüzüne, bulaşıcı
korksanda, çekiştirdikçe zaman paçalarından
hani hep bir kez düştüğün çukur boyuna seni rüyalar
ilmekten geriye gittiğinde çözülür muamma
bir tufeyli değmesi gibi sonra belli olur hasarı
denizin türküsü denir bu masala
suyun suya yazdığı o ilk yazı
bir beklentinin tükenmeyen son baharı!
ben ne çok okudum o masalı
ne çok!..
neyine yoksa yazmak
çıkamadığın bir için olmasa
ya da içinden hiç çıkaramadığın bir iç!
asılmasa varsalın muhayyile bozgunu
zaman biledikçe o kadim keratı
o b/ilmekten muktedir beklenti varakası!
ne çok su yürüdü oysa zamanın içinden
ne gıyabi uykular tünedi, geçti üzerimizden
ne denizler çiğnendi isimsiz faillerce
-gerçi hiç biri aynı ize düşemedi-
bir fikirdi
ki; kurt kafese girerse belki!..
ama olmayacağı belliydi...
emisyonu giderek artan bir hayranlık kaldı senden
adının izdüşümünü çiğneyen şiirlerde tüneyen
ne çok isterdim oysa
adımın ardında olma hayaline babalık etmeyi!
sadece, gösterdiğin onurlu çaba bile bunu hak ederdi
bir şiir daha düşürmeli şimdi sana
tüm ötekiler gibi
ki; tüm beklentileri biraz daha ötelemeli
bir şarkı daha adamalı adına
Beklen bu da sana nakaratlı
sen olmasan neyimedir yazmak, kuşelerle dolu
sen olmasan neyime
bu, hamaset altındaki müellif hegemonya!..
ToprağınSesi
5.0
100% (7)