1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
976
Okunma
sana sen kala durdu yine rasat
kelimeler kaykıldı koyuklara
yüreğine dek toza bulanmış bir sahaf gibi
satarım seni iki ünlemli bakışa, yok pahasına
ya da dolarım bezgin iki of ardına
seni anımsatan nağmeler dolanmasa saçlarına...
yenginin kazağı ezberden ilmekli üzerime
kavlinin kabzası yok olmaz dürülmüş bir kere
metelik tutmaz cüzdanlardan çıksa resmin
güyalarım rüyalarımı hapsetse ya da
tersine dönse dünya
üstünden atlasam mesela
sana rastladığım o anın
veya hiç duymamış olsam, hatırlamasam o birtanemleri
keşke yüzüme yanaşmadan batsaydı gamzelerin
kalmazdı böyle yarım yamalak
bir aşk gazisi gibi ellerim...
eskimek tüketmiyor mücevheri
ertesi yeniden açan günler
azaldığı sanıyorsun sadece esrildikçe
halbuki, yeni dünya pazarına eskiler yağıyor dolu dolu
nuruna rağbet kesilmiyor ülkede
yağmur suskun şarkılar mırıldanırken
bir ufunet çırpınıyor dilimde...
karanlık basarken mücerred gibi ruha
bir kedi çığlığı sarılıyor nedense boğaza
ve siyaha vurulu gözler
senden ırıyorum gittikçe!
sıkı sarılmış atkı gibi boğuyorsun
taşeron tırmıklarla çizsem de üzerini
tımara alışmış parmaklar lâl
yaşamın secdesine tutunmak için
taramalı tüm geçmişi...
bulmalı, yok etmeli
susturmalı bu zehrin mukavemetini
sağdan sola değil, senden sona doğru
çözmeli bilmeceyi
yok etmeli bilcümle
bir cümle yetmeli
taramak gerekli
aramak
ramak
seni, sana sen kala yok etmeli!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (10)