7
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
1600
Okunma
bu ara her şeyden
bir acayip korkar oldum
bugünde ilkin seyyar satıcının biri
korkuttu beni,
sabahın, kan ter içinde zar zor araladım göz kapaklarımı.
ardından elimde sıkıca tutmaya çalıştığım bir su bardağı...
ardından yan sokakta geçen yetmişlik bir arabanın egzoz sesi
sonra işçi çocuklar, sonra okul çocukları
ve ardından bütün mahallenin kadınları ellerinde uçan süpürgeleriyle...
bir uyutmadınız ulan
sabahtan dır, dır, dır
sahi Nebahat nerede ?
iki gün önce de gülümsüyordu bana,
şu görmüş olduğum masa da.
şu pencere kenarında ki çiçekler yok mu
şu kurumuş olan...
hani bugün hiç konuşmayan
nasıl olur, daha iki gün öncesine kadar da
Nebahat’in beni ne çok sevdiğini fısıldıyorlardı ya hep kulağıma...
şimdi böyle dağınık durduğuma bakmayın siz
tek başına bir orduya diklenecek kadar gözü kara bir adamdım ben...
ah Nebahat ah
gamzelerini bıraksaydın ya enazından
enazından şu çulsuz adamı kurtarırdın konuksuz mezarlıklardan
sahi Nebahat
ne için gittiydi
çok içmemden miydi acaba
yok daha neler
o değilde şu bira şişelerini kim doldurmuş koynuma
bir göreniniz var mı ?
kim bilir, üstüm başım ne çok ayrılık kokuyordur şimdi