Gölgeler var şimdi sadece
Güneşin kırmadığı
Sukuta ermiş günlerde.

Sessizliğimin esaretinde müebbet
Sancısı dünün yarına ağıtlar sıvamış andan
Balçıkla,
Sürgünüm bilinmezliğe…

Aynı sancıları çekmiş,
Aynı acılara doğurgan bir avuç çocuktuk binlere doğurgan
Deli cesaretimizle.
Aynı kaşığı aynı tasa sallar
İğrentisiz yerdik coşkuyla
Katığımızı.

Demir parmaklık soğukluğunda,
Ötesini tahmin edemediğim o sahte aydınlığın
Vedasız penceresinin ardından,
Öksüz kalmışlığımın yasını mı tutardı bendim
Nedendi fişlenmişliğim?
Sahtesine isyan etmekten mi gülümseyişin,
Prangaları yok saymaktan
Zincirleri iplememekten mi?
Amansız sokaklarda çığlık olmak,
Boyun eğmemekten mi haksızlıklara?

At şimdi
Eteğindeki son kırıntılarını nefretin.
Göstermesin takvimler bu günü ne çıkar?
Unut,
Say ki yaşanmamış
Çekilmemiş bir soluk
Akmamış zehri dehlizinden hayatın.



Sararmış yapraklar yollarda
Ürperten serinliği yüreklere.

Yıl onbir aydır söylenmez adı bende,
Her gelişi ömrümde darbe üstüne darbe
Sildim hayatımdan
O isim
Gizli özne…





Canan Korkmaz



Hasan Durmuş Hojam’a seslendirme için teşekkürlerime...Bir şiir bu kadar güzel seslendirilebilirdi...Varol Hojam...Saygımla....