29
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1923
Okunma


Sinem sinem dedim düştüm yollara
Senemi kaybettim gören oldu mu?
Kaç ümit bağladım dağda çullara
Acep onu hayra yoran oldu mu?
Ay bakıp geceye gözün süzende
Cırcır böcekleri keder ezende
Sahte rüyalarda yalan düzende
Huzur menziline varan oldu mu?
Bir eşim yağmurdu bir eşim bora
Sanki gönüllüyüm ezelden zora
Bir ahu gözlüden gâm vura vura
Benden daha beter virân oldu mu?
Felek yollarıma çalı dizende
Sabır ayağımdan zincir çözende
Mâhiler “yâr” diye suda yüzende
Dalganın hırsını kıran oldu mu?
Dünya imtihandır vuslatı fakir
İnsan et ve sudur aciz ve hâkir
Aşkın sâf hâlidir lisânda zikir
Aklını eliyle saran oldu mu?
Zemheri bahara kuyu kazanda
Bülbülün kanadı düşer hazânda
Ses nefes kururken deli ozanda
Önüne bir tas su veren oldu mu?
Edep dergâhının önünde durup
Eliyle böğrünü ortadan yarıp
Bismillah diyerek kapıyı vurup
Nefsinden sıyrılıp giren oldu mu?
Mum ışık bahşeder yere sızanda
Sevda mum gibidir lavlı kazanda
Gün gelir rüyalar hicret yazanda
Yolları yerlere seren oldu mu?
Ben ki sinem diye etmişim niyet
Razıyım bu yolda ne ise diyet
Âşığın aşkından çıkar hikâyet
Çileyi önünde süren oldu mu?
Tahir Zühre’sinde derdi üzende
Ferhat Şirin’ini dağa çizende
Mecnun Leyla’sında sırrı sezende
Çekip gitti diye yeren oldu mu?
Âşığın aşkından ah etti tasa
Kadere amenna değişmez yasa
Bir gün sorsa bana öksüz taş masa
Dolaştığın yerler turan oldu mu?
Yaramın yarası elbet ezân’da
Tek korkum var benim o da mizanda
Hey Makberî kefen seni büzende
Ardından okunan Kur’an oldu mu?
_____________Makberi – Ahmet Akkoyun