8
Yorum
2
Beğeni
4,9
Puan
1569
Okunma

Derin bir boşlukta sallanıyor yüreğim
Kan çanağından Asi’ye
Çözülen buz kütlesiyim…
Nil’e dökülürken yaşlarım;
…/Sadece; hasretinden kuduruyordu nehir/…
…/Sadece; vuslata demirlendi, ümitlerim/…
-Bilmem ayrılır mı, kurnasından içtiğim?-
-Bilmem; uzağına dalar mı, gözlerim?-
Kaldırımlarda erirken adımlarım
Duyarlı çöpçüler süpürüyordu!
İçimin sana dair kırıklarını…
Merdiven boşluklarından sarkarken bedenim
…/Beşinci mevsime gebe tükenmiş hevesim/…
…/Beşinci kattan duyuluyor, yokluğunun sesi/…
-Bilmem düşer mi, kırmızı bir kar tanesi?-
-Bilmem; hasretinle yanar mı, isli lambanın fitili?-
Sükûttan altınlar döşüyorum, dilime
Her kendime lal oluşumla başlıyor;
Kulaklarıma vurulan mührün uğultusu…
Sağır sultanın nara’sında gizlenmiş
…/Kıyamet gidişine ayarlanmış fısıltılar/…
…/Kıyamet gözlerinde mühürlenmiş kaderim/…
-Bilmem konuşur mu, ahrete dek gözler?-
-Bilmem kesilir mi, yara olmuş diller?-
Afakı kolluyor ha bire buğulu gözlerim
Raylarından geçtiğim bir istasyondun…
Tren yalnızlığını vagonlara yüklediğim
Az sonra alıp götürecekler bilinmeze
…/Yokluğuna şadımla, duyacağım sirenleri/…
…/Yoksunluğuma adanmış bin duayla ezeceğim bitişleri/…
-Bilmem biter mi, bu süslü yalnızlık imgesi?-
-Bilmem döner mi, giden ıssız trenler geri?-
13Ağustos2011
Gaziantep
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)