10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2576
Okunma

Ağustos’da yağan yağmur bak ,
gül ağlıyor şimdi..............
cevizli sandıklarda eskittim zamanı
yataklık etti yazgı yine hicrana, özleme....
ağlıyorum,
her bir tuzlu su sonsuzluğa yol alıp gidiyor.
Yazın koynunda (d)ağlarken yüreğim
uzat ellerini,
uzat yürek sancılarım(n)ı.
yanı başıma katransı acıların mevizlensin.
şah damarımda Azrail ikamet ederken
geçirir yağlı urganı boynuma.
güller yağsın avuç içine.
her bir yağmur damlası ’vuslat’ diye ellerini semaya kaldırışında
hicranın geçmesini dilemekteler.
özlem sancılarını hüzünbaz bulutlara as.
ve
aksın oracıktan tuzlu sularını duamı ilmekleyeyim
kirpiklerinde tek bir gözyaşı bile kalmasın cancağızım
aksın boşver ki;
teninden tenime inen her ıslak susuzluğumu vakfetsin azizliğini.
yeni sözcükler yükledim heybeme.
s(b)ensiz acılara boyun eğme sakın iki gözüm.
hicranda Nil doğururken ruhum.
yokluğunun yoksulluğuna kaç geceyi adak ettim.
geçmiş zaman ekleri devrildi parmaklarıma
yine senden vazgeçmedim can sızım
ne çok harfler susuyor, sana gelişimde
Haliç’te süzdüm özlem yanıklarını
sonra
senli cümlelerim kaldı göçe zorlanan bir martının kanat çırpınışında.
gece ayazında Dolunay’a senin gülüşlerini astım
serdim, fakirliğimi.
üşüdüm saat iki de
üşüdüm can sızım
kaç defa sorgulandım Araf’ta
saat üç Yusuf’un kuyularında bir Züleyha oldum.
Firavunun karalığında mintanı yırtmaya niyetlendi,gece
üstüme atıldı,delice
zan altında kalan ruh,
hiçliğe giyilen bir beden.
dibine çekilmiş bir denizin sahilinde yüreğim.
fecr vakit aydınlığında
Meryem’in dudak boşluğunda yüzlerce duayı ekledim
İsa’nın çarmahında .
cemalimi sende buldum.
maviliğin içinde bir orkide çiziyor gök
yalın,
bir o kadar çıplak.
seni giyindim,
üzerimdeki deli gömleği çıkarıp attım dipsiz kuyulara.
irin toplamış yüreğime sardın nasırlı bir babanın elleriyle.
şimdi sen zamanı.
Kapat usulca misket karası gözlerini.
susuyorum Yunus’un sofrasında
seni anıyorum dudaklarıma katıp mim halimle
yakıldım,
yandım.
Mecnun’un Leylâsı gibi
zemzemimsin,
Yusuf’a susuz Züleyhâ oluyorum kangren gecelerde
keskin bıçağı sür boynuma iki gözüm
damlayan her kan
toprağa düşüşünde binlerce filiz doğacak.
yokluğunun yoksulluğu ölüm ıssızlığında
maviliğin çorak coğrafyama şifa diye gelsin
ben, senden gelen her şeye kabulüm cancağızım.
mutluluk, huzur avuçlarında var.
ism-i nazımında onlarca dua yükledim
her ’cancağızım’ deyişimde İbrahim gibi yanıyorum.
vazgeçilmezimsin şehr-i İstanbul.
gordion
04/08/2011
5.0
100% (8)