1. Tanrı gerçekten aşk’ı
tanıyor muydu?
2. Hiç ağladımı geceleyin
Gökyüzü üzerine düştüğünde?
3. Başını kaldırdığında kimler vardı?
4. Bahçedeki çiçeklerin ismini
Nergis’e Çiğdem demeden biliyormuydu?
5. Hikayeler var mıydı okuduğu?
6.Gülmekle ağlamak arasında
Onun için bir fark varmıydı?

1.Gerçekten aşkı tanıyordu,Mem u Zin’den,
İnerken zindana aşk türküleri,O bahçe kapısında
Derin iç çekti..
2. Bahçe kapısından çıktıksan sonrada ağladı,
Bu defa ölen çocuklara ve sorgusuz infazlara..
3.Başının üstünde gri renkli bulutlar vardı
Ve bulutlar ateş topundan doğarak,ölülerimizi
Şu karşı ki sivri tepeye taşıdı.
4.Hızır paşa sökmek istedi içlerinden birini,
Çiçekler bu zalime boyun eğdi ve her bir tohumdan
Türlü çiçekler yeni isimlerle boy verdi..
5. Onlarca hikaye okudu,
Karacaoğlanı ve Pir sultanı
Yüzlerce yıl anlattı kahramanlıkları
Ve Ferman yazdırana baş kaldıranı.
En son Vietnam’ı okudu tarih sayfalarından
Beklide boyun eğmemeyi ve savaşmayı düşmanla
Ve Parçalara ayrılan çocukları uzun süre okumamıştı.
Şimdi ise daha çok okuyor dramı
Filistinli çocukları,Afrikalı kadınları
Ve Ülkemin stratejik hamallığını.
6. Onun için bir fark yok.
Çünkü sürekli gülümseyen ve ağlayan ki kendisi
Ve kendisi gibi milyarlarca tanrı hergün
Ağlıyor ve gülüyor..
Bir sevincin ve hüznün çelişkisinde
Beklide aşk tanrıyı yeniden
Umut için doğuruyor...