8
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
893
Okunma

Umutlandırıyor beni yüz yıl öncesinin
bir şiiri
kalk uyan!
dört duvar arasındaki iskelet
karşımda ahşap duvarlı eski han
çatılara dökülen koca dut
cam önünde güneşleyen ,bu yılın kedisi
sabah çantasıyla ekmek getiren komşum
kalk gözündeki eskiliği at
bir yazı çiziktir duvarlara
önümde boş tuval,boyanacak manzara
her acıda gülümseyen kadınlar
çiçekleri suladılar, ev önlerini süpürdüler
güneş yeşillerin üstünde, tembelliği dövüyor
yarım minare yapılıyor ;burası Türkiye
en çok sevdiğim bitirilmemiş manzara
dört duvar arasında putlaşmış insan
yıllanmış iskelet
topla etlerini böceklerden
canını al tanrının elinden
yürü!
Şiir kalk dedi , topla çalıntı güneşi
kaçmasın buz teninden yüksek çatılara
etlerin lime lime olmadan
bir kilime sarmadan bedenini
sunulmadan yılanlara yem
sanatın görkemiyle kalk!
beyaza boya şu karanlık duvarı
çocukların pembe yüzlü oyunu
kelepçesiz eller çiz
güneş yağmuru yağsın kiraz altında
kız oğlana dil çıkarsın
oğlan elinde kaval ,türkü yaksın
08- 1990- Nazik Gülünay