Dikeni batıyor diye gül koklamaktan vazgeçmiyoruz değilmi yanacağımızı bile bile tutulmuyormuşuz gibi aşka soğusun istiyorum yangını ruhumun mevlam hayra erdirsin yangınlarımızı öyleyse şairim...

HAYR OLAN NE İSE ONU VERSİN MEVLAM....
MEVLANA DERYA HANİ, AŞKA KANATLANMAYACAKSAN O KANATLAR NE YE YARAR.
O MİSAL İŞTE, KANATLANIP UÇMAK, O KANATLARI YAKMAK VARSA....

Hayırlısı neyse O Olsun İnşallah.
TEşekkürlerim saygıyla...

teşekkür ederim.
Gölgesinde rahat edecek kadar güzelmiştir yazdıkların eminim.
Sende sağ kal, sağlığında mutlu olanların hürmetine ...
Eyvallah

Sevgili sera....
Aşk'ı okadar çok sorgularım ki. Ne haddime değilmi ? Yani ne müthiş insanlar açıklama yapmış, aşk'a sevgiye, bir ben cahil kıt aklımla, öylemidir, böylemidir, bu aşkmıdır , yada gerçekten aşıkmıyım, seviyormu, O bu sevgiyi hakedermi vs vs.
Ama Son dönemlerimde ki bu son dönem bayadır var, hatta şeyden beri, volkan konağın yeşir eriğinden beri ve akabinde tahir ve zühreden beri.
Zühre olmasaydı tahir ne kaybederdi tahirliğinden diyorlar ya.

insan eski aşkını neden özler?

çünkü insan en çok kendini özler

o mutlu halini...

diyede bir söz var ya birde...

Ben öyle bir sevdaya, öyle bir aşka inanıyorum ki....
Olması gereken , gerçek aşk bu şekilde düşünmektir diyebileceğim.

Hani efendimiz AS. ma, Hz Ebu Bekr Ra. duyduğu sevgi gibi.
şartsız,kayııtsız..
Hz.Hatice validemizin Efendimiz As. Duyduğu sevgi gibi;
Sorgusuz sualsiz..
Ve Tüm nice Allah dostlarının Rabbisine duyduğu sevgi gibi,
Karşılıksız, çıkarsız.

Şimdi sıradan bir kul bu kadar sevilirmi?
Sevgi hissini veren mevlam, sınırını , ve imtihana giren ben,
Büyükler demişlerki, sevgiler kalbin dış zarında kadar gelebilir en fazla.
Hani biz diyoruz ya kalbimdesin, içimdesin bilmem nerdesin...
Yalan, külliyen yalan,
O içimizdeki sevki en fazla kalbin dış zarı ha, Oda en büyüğü ama.
Ne zaman ki kalpten içeri girer o sevgi, işte o zaman başka bir gözle görünür her şey, mana alemindesin belkide, işte mesuliyetinin ortadan kaldırıldığı an o zamandır. Her yerde görmelerin ondan sonradır.
Mecnunun leylayı karşısına çıkardıklarında Ona " sen kimsin ben leylamı ararım" demesidir.
Bİr askerin padişahın kızına tutulmasından sonra, padişaha kızınıza talibim cesareti ile kellesini koltupuna alarak yanına gittiğinde, padişahın bir şartı olur. Bir ay ilim irfan öğrenceksin Ondan sonra kızım senindir cevabı ile kabul edip bir ay ilimden sonra, Padisahın kızına benim visalim, derdim, tasam, aşkım başka diyebilmesidir.
Bir köylünün bir başka köydeki ağanın kızına sevdalanıp bir mağara içinde gece gündüz o kızın adına anarak zikrini, Buraya bir evliya gelmiş, mağarada ibadet ediyor diyor diye nam salınması O köyün ağasının dua adına kendisini ziyaret edip, bir isteği olup olmadığını sormaya gitmesine vesile olur. Köylü çoban kızını istiyorum dediğinde Ağanın sorgusuzca kızını vermesi karşısında, O köylünün iç sesi nakledilir bize; sadece bir kaç gün O kızın ismini andım, Koca ağa ayaklarıma kadar getirdi. ALLAH deseydim neler olurdu acep...

Şiirde anlattıklarım elbetteki yukarda bahsettiklerimi gösteremeycek kadarkapalı. vasat. Belki şiiri yazarken aklıma bile gelmedi yorumunuza istinaden verdiğim cevap. Ama sizler sayesinde bir bakış bir başka yol açıveriyor işte.
Ve ben sizin bakışınıza ( anlayışınıza) oldum olası mahçub olurum.
Saygılarım size sayın hocam...

çok teşekkür ederim Lemide, şeref verdin, mutlu ettin, eyvallah.

SENİN İÇİN HEP ŞAKA, HEP BAYRAM ABLACIM.
SEN GÜL...:)

duydum sayın abim, ama demişsin ya; aşık kör, aşık sağır.
yada İşine gelmiyor, gelemiyor belkide. Benim meselem ulaşılamayana özlem. Varlığın yeter deriz ya bazen, hani olsunda bırak benim olmasın gibi,
Ama birde insanız ya abi, ne dediğimizi çabuk unuturuz ve isteriz daha fazlasını, .
Usananlar aşık olamaz be abi. Yok yok Aşık usanmaz...