19
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1671
Okunma

şehrin gürültüsü uyanıncaya kadardı hayatın sigortası !
kimi kırıklarını toplar caddelerden
ellerini kanata kanata
kimi de aynaya düşen sûretini tokatlar
yalnızlık korkusuyla
dağınık yatağından kaldırılarak
ayağa dikilir karanlığın o koca meşâlesi
yavaş yavaş çıkartılır üstünden
boyası akmışçasına soluk olan cübbesi
içindeki çekmeceler boşaltılmış , külfetinden kurtulmuştur artık urban
güneşin eteğine saklanan mavi
nefesi mahkûm edilmiş rüzgara karşı şimdi
emânete bırakılan gökkuşağının salıncağında aralarlar gözlerini
birbirinin aynısı gibi
toprağı çiğneyen adımlar , âsumanın nû duruşuna seyirci
yüzünün duvarları dökülmüş bakışların
sıvası da çatlar
kurşûni renge boyanmış tenin ceplerinden düşer kırmızı
şakağında kinâyeli kaçışların gizleri
gün rötuşlanmamış her masalın gerisinde
bırakılan kalıntıları dağıtmakta
saat kimliğe vuruyor
yol kılavuzunu arıyor sanki
şehir bir eşkiya
ve gördüğünü çıkarıyor pazarına
keşke !
keşke taşmasaydım yatağımdan yatağına
13/07/2011
10;40
eMİNE
5.0
100% (20)